Hırsız ya da diğer adıyla Kalp Hırsızı ( Robber of My Heart ) öyle Fated to Love you gibi herkesin seyrettiği dizilerinden değil Jang Hyuk’un. Ama Benim gibi Jang Hyuk hayranlarının mutlaka seyrettiği ve “Bu adam nasıl bir oyuncu ya!” diye yine hayranlık duyduğu dizilerden biri.
Dizi 2008 yapımı, 16 bölümlük. Jang Hyuk 16 bölümün en az 12sinde yüz göz dağılmış, morluklar ve berelerle dolanıyor. Yaralı suratlı erkeklerden hoşlanan bir arkadaşım var, o kendisini bilir, seyrettikçe aklıma hep o geldi. Jang Hyuk dizide eski bir boksör, ama dizinin başlarındaki mesleği dolandırıcılık. Kwon Oh-joon zengin kadınları dolandırıp, paralarını yiyor. Ortalıkta tek bir arkadaşı var, üniversiteye giden bir çocuk, tövbe etmeden önce onun da az parasını yemedi. Bu arada kocası dayakçı olan bir kız kardeşi var, uzun bir süre ona yardım etmiş, ama kocasından ayrılmadığı için araları bozuk.
Kadın oyuncumuz Lee Da Hae’ye gelince daha önce başka bir yazıda da belirttiğim gibi Jang Hyuk’un bir ağabey gibi ilgilendiği bir oyuncu. My Girl’ün şirin kızı. Hyukie ile Slave Hunters ve Iris 2’de de beraberdiler. Yoochun ile de Miss Ripley’i vardır. Dolandırıcı kızımız. O dizide kendisinden pek hoşlanmamıştım, ama Robber’da hoşuma gitti. Gülünce pek güzel olan bir tip kendileri. Bu dizide hamileyken genç kocasını bir dağ kazasında kaybetmiş, bir kızı olan bir ajumma olarak görüyoruz. Tabii bu ajummalar agasshilerden daha çıtır oluyor Kore Dizilerinde bilen bilir.
Dal Rae’nin elinde biraz para var, bu parayla cafe açmayı planlıyor. Bu arada kızımızın ölen kocasının annesiyle oturduğunu da belirtelim. Anne ona kendi kızı gibi davranıyor. Annemizin peşinde de pişman bir gangster var, onların hikayeleri de ilgi çekici. Piyano filan da çalan annemiz çekici, olgun bir kadın. Gelinini yalnız kalmasın diye görücü randevularına bile yolluyor. Şöyle bir hanım :
Kızımızın ufak kızı da pek tatlı, şurada Hyuk ile bir gifi var :
Bu arada ikinci erkeksiz dizi olmaz ikinci erkeğimiz de pek sevimsizdi laf aramızda, ondan daha sevimsiz bir de babası vardı. Onların sahnelerini atlaya zıplaya geçtim.
Tabii beklendiği gibi evdeki hesap çarşıya uymaz. Esas çocuk kıza abayı yakar. Geçmiş günahlarını affettirmek ve bu aileye damat olmak için kırk takla atar. Ama zorluklar hep onu bekliyordur. Habire dayak yer, kızkardeşi ve arkadaşıyla, ikinci erkek ve babasıyla bir çok olay olur, engel engel üstüne derken dayak yemesinden dolayı bir de hasta olduğu anlaşılır. Çiftimiz bir rahat nefes alamaz dizi sonuna kadar. Ama kızın desteği, o iç açıcı gülümsemesi, minik kızın masum ve akıllı tavırları, Hyuk’un arkadaşının hikayesi- ki o da epey ilginçtir- sizi onaltı bölüm oyalar. Hyuk’un dizilerinde en sevdiğim şey aşkı yansıtması. Adam aşık olunca dibine kadar aşık oluyor, o kadar tutkulu ve verici bir hale geliyor ki, gözlerinizi üzerinden alamıyorsunuz. Burada da ağladı, güldü, sevdi kızın gözü başka bir şey göremedi. Göremez de zaten. Fated to love’yu seyredenler ne demek istediğimi anlamışlardır.
Bu arada kızın ilk eşini kaybetmesini anlatışı hala capcanlı aklımda. Bir dakika önce burada olan insanın bir dakika sonra artık hayatta olmamasını- ki ölümüne şahit olup, haber vermeye gelen eşinin arkadaşı söylemişti- insanın aklının almaması çok güzel vurgulanmıştı. Kızın kaybetme korkusu, yine kaybetme olasılığı iç burucu sahneler getirse de, ben diziyi beğendim. Hyukie ve Lee Da Hae hayranlarına, bir de ağzı burnu dağılmış adam fetişistlerine birebir 🙂