20 bölüm çoğu Kore Dramasını ilerleterek izleyen bendeniz 32 kısım Hotel King’i an itibarıyla bitirmiş bulunmaktayım. Bu başarım ilerde 50 bölüme yaklaşan bazı tarihi dizileri de belki izleyebileceğimin ipucunu mu veriyor onu bilemiyoruz. Cha Seung Won için Hwajung’u izleyeceğim günler gelecek mi, bunu Jang Hyuk’un tarihi dizilerini izledikten sonra tartışırız.
Hotel King’i seçme nedenim başrol çiftten hoşlanmamdı. Daha önce ikisini My Girl’de izleyip, hoş bir çekim yakaladıklarını keşfetmiştim. Bu dizide de biraz daha olgun bir Lee Dong Wook ile estetikle bence daha güzel, ama farklılaşmış bir Lee Da Hae izliyoruz. Lee Da Hae resmen kendisine oval bir yüz yaptırtmış. Bazıları mimiklerinin bir kısmını yitirdiğini söylüyorsa da, bence kalan mimik de yetiyor kız için.
Dong Wook iyi vücut yapmış, ilk bakışta yakışıklı gibi gözükmeyen, ama çok çekici bir erkek. Nette bazılarını ona ördek dudaklı dediğini okudum. Bu beni çok güldürdü. Her neyse oğlumuz bu dizide çok ağladı, ama az gülümsedi. Acıların çocuğu resmen. Dizinin konusundan önce esas oğlan ve kızdan başka tanıdık kimler var bir bakalım.
Second lead, ikinci erkek tanıdık bir isim. Personal Taste’ten de tanıdığımız 2 AM grubundan Im Seulong. Personal Taste’de olduğu gibi burada da ikinci erkek olmanın gereğini yapıp kızımız her ihtiyaç duyduğunda yanında oldu, esas oğlana gerektiğinde yardım etti, acısını içine gömüp, gözyaşlarını göstermedi filan.
İkinci fotoğrafta tam yanındaki tipi de bir çok diziden tanıyoruz. Jung Suk Young. I Miss You’dan Miss Korea’ya bir dolu dizide oynadı.
İkinci kadın karakter de tanıdık. Personal Taste’in yapışkan ikinci kadını Wang Ji Hye. Birth of A Beauty’de de kötü kadındı. Zaten o gözlerini belertip, hırslı hırslı konuşması yok mu , insanı deli ediyor. Allahtan burada yüzde yüz kötü değildi, çocuğa sevgisinden hep yardım etti. Başrol kızın saflığı ve samimiyetinden de etkilendi.
Sonra otel çalışanlarından yiyecek içecek müdürü tanıdık Alex. Pasta’dan tanıdığımız ikinci erkek, orada da lokanta sahibiydi. Şansı yiyecekten açılmış. Alex aynı zamanda şarkıcı da. Kanada Korelilerinden. Çok sevimli bence. Sesi de güzel, gerçi burada şarkı söylemiyor ama ben eski grubunu ve şarkılarını dinledim. My Lovely Kim Sam Soon’un şarkısını da onlar yapmışlar.
Yine çömez çalışanlardan sevimli çocuk Vixx’in üyesi Cha Hak Yeon da otel çalışanı.
Ve geçenlerde WGM’den bir kadın oyuncuyla kavga ettikleri için skandala karışması yüzünden ayrılmak zorunda kalan şarkıcı Ye-Won da dizide. Henry ile ilginç bir çift olmuşlardı bence.
Önemli üç ayrı rolün oyuncularını da tanıtmadan geçmeyelim. Özellikle ikisi entrikalarıyla 32 bölüm boyunca hepimizi oyum oyum oyacaklar.
Biri başrol erkek karakterimizi her daim kandıran kötü erkek karakter. Fazla açıklama yapmıyorum spoiler oranı fazla olmasın diye. Lee Deok Hwa. Kendisini en son Hyde Jekyll, Me’de Hyun’un babası rolünde izlemiştim. Orada da çok sevimsiz bir tipti, ama burada kendisini aşmış resmen.
Dizimizin bir de demir lady’si var, iyi mi kötü mü olduğunu anlayamadığınız, ama deneyimlerin kendisini katılaştırıp, intikamcı kıldığı bir kadın. Kendisini daha önce üç dizide izlemiştim. Biri Robber– ki orada yine Lee Da Hae ile oynamışlardı, onun kayınvalidesi rolündeydi, ama ölen kocasının annesiydi ve Da Hae’ye annesi gibi davranıyordu. O dizide de bu dizide olduğu gibi piyano çalmıştı arada. Marriage Not Dating’te Gi Tae’nin annesi rolündeydi. Pinocchio’da da zengin ama entrikalara karışmış anne rolündeydi, ikinci erkek karakterin annesiydi. Sonunda hapislere düşmüştü. Kendisinin “Mother of Hallyu Stars: Kim Hae-sook’s Story” isimli bir de kitabı varmış.
Bir de esas çocuğun acılı dilencilik günlerinden kalma kardeşi( Gerçek kardeşi olmasa da ) var dizimizde. Yıllar sonra tesadüfi bir biçimde tekrar karşılaşıp aile olacaklardır. Bu rolü de Jin Tae Hyun oynuyor.
Oyunculardan sonra dizinin konusuna geçecek olursak, kabaca bir otelin yönetimini almaya çalışan hırslı ve entrikacı bir grup insanın etrafında dönüyor olay. Asıl çocuğumuz çocukken Amerika’ya gönderilmiş, kötü insanların elinde dilendirilmiş. Oradaki kardeşini koruma uğruna ona eziyet eden adamı vurmuştur. Onu himayesine alan kötü adamımız ise kendisini ortada bırakan otel sahibinden intikam almak üzere büyütmüştür. Otel sahibinin kızı da Lee Da Hae’dir. Önce otel sahibi şüpheli bir biçimde ölür, sonra Kore’nin Paris Hilton’u olan kızımız geri döner, tecrübesizdir ama altın gibi bir kalbi vardır. Babası ona kimseye güvenmemesini söylemiştir, ama o hayatı herkese güvenerek yaşamak istemektedir. Kızımızla oğlumuz tabii ki de kardeş değildir. Ensest filmi izleyecek değiliz ya! Ama entrikalar, engeller, çekişmeler birbirini kovalar. İkili son bölüme kadar aşkın vazgeçilmezi itme çekme duygusunu yaşarlar. Bir çocuk köpek muamelesi yapar kıza, bir kız çocuğa. Daha da çok çocuk yapar. Ama ne kadar eziyet etse kendisi daha çok acı çeker. Yani bir dizinin olmazsa olmazı bu noktayı yönetmen çok iyi yakalamış ve 32 bölümün seyredilmesi adına yerinde kullanmış bence.
Ben çiftleri dizinin 10. bölümünde kavuştuğu ve 16 ya da 20 bölüme kadar abuk subuk şeylerle doldurulan dizileri sevmiyorum. O yüzden bana bu sürecin uzaması iyi geliyor. Baymamak şartıyla. Bu da çiftin kimyasının iyi olmasıyla eşit orantılı.
Bu dizide Lee Dong Wook ve erkek kardeşindeki dövmeler çok hoştu. Erkek kardeşinki daha büyüktü, ama ben Dong Wook’un fotoğrafını koyacağım.
Her ikisi de küçükken dayak yedikleri ortamdan uçup kaçmayı düşünüp, birbirlerinin sırtına kanat çizmişlerdi. Sonra büyüyünce birbirlerinden habersiz bunu dövmeleştirmişler.
Kızla çocuğun kardeş olmadığının ortaya çıkması Allahtan uzun sürmedi. Kız zaten bilmediği için çoktan aşık olmuştu. Çocuk da kızı sevdiği halde itekliyordu kan bağı var sanıp. Ama o sırrın öğrenildiği bölümde kızın çocuğa ” Seni seversem ölür müyüm? ( Çocuk “eni sevme, ölürsün.” demişti başta) diye sorduğu soruyu, Dong Wook’un ağlayarak ” Seni sevmesem, ben ölürüm.” diye cevapladığı kısım çok etkileyiciydi. Ama ben bu Korelilerin erkek kılığına girmiş kız ya da bu gibi konularda belli etik sınırları aşma, ya da aşarmış gibi yapma durumlarını garipsiyorum. Her dizide erkek bile olsan seni seviyorum’a geliyor gibi durum, ama başrol erkek bir erkeği sevdiği için suç işlemiş gibi vicdan azabı çekiyor. Ya da bu ” Seni sevmesem ölürüm.” kısmı ne kadar etkileyici olursa olsun ve seyirci çiftin kardeş olmadığını ne kadar bilirse bilsin, çocuğun kızın kardeşi olduğunu sandığı durumda söylenmiş bir söz. Bu nasıl bir sınır zorlamasıdır ?
32 Bölüm olmasına rağmen dizi Lee Dong Wook karizması ve çiftin kimyası için mutlaka izlenilmeli diye düşünüyorum, muhteşem gülüşlü Lee Dong Wook diziyi gülümsemeden izlenir kıldıysa, siz de bir zahmet seyrediverin anacım 🙂
Dizimizin OST’u da güzel.