Hello Monster / I remember you dizisini epeydir izlemek istiyordum. Yalnızca Jang Nara’nın bulunuşu bile diziyi izlemem için yeterdi. Tabii cool mu cool Seo In Guk’ın bulunması da dizinin artısı oldu. Dizi bu yılın dizisi. 16 bölümden oluşuyor. Bir seri katil öyküsü içeriyor. Ben seri katil olaylarına kafayı takmış biriyim. Bu tip adamların kafası nasıl çalışır, ne düşünüp, hissederler, onca kişiyi kılları kıpırdamadan nasıl öldürürler hep merak etmişimdir. Yalnız burada ön plana çıkan 3 seri katil de sevimli. Kuzuların Sessizliği filmini filan seyredenler bilir. Seri katil deyince şöyle bir içi ürperir insanın. Bu dizideki seri katilleri koynuna sokasın geliyor, olacak iş mi ?
Şu üstteki salak promo fotoğrafı görüp de diziyi romantik komedi, nuna romans filan sanmayın, alakası yok bir kere. Dizinin içinde iki öpüşme var yarım yamalak, o kadar. Çocuk kızın saçını filan karıştırıyor bir iki kere, görüp göreceğiniz romans o. Üstelik Seocuğum küçük olmasına rağmen dizide aynı yaşlardaki iki kişiyi oynuyorlar. Çocukluklarında aynı yaştaydılar en azından. E Jang Nara dondurulduğu ve bir gram yaşlanmadığı için, yok ya filan da diyemiyoruz. Ben bu ekibi Happy Together’da izledim diziden sonra, orada Jang Nara’nın sektöre girdiği çocukluk devresinden bir iki film gösterdiler, inanılmaz küçük. Babası da oyuncuymuş ve birlikte çalışmışlar. Adam kızın menajeri olarak Çin’e filan götürmüş. Jang Nara 10 sene orada çalışmış resmen köle gibi. Beş gün boyunca uyumadığı olmuş, valla ben kendisinin yalancısıyım. İyi de para kazanmış, ama genler iyi demek ki en ufak bir yaşlanma belirtisi yok. Ben Jang Nara’yı Jang Hyuk ile olan dizi ve filmleriyle sevdim. İşte şurada da yazmıştım. Aşk hayatında pek bahtsız, bu yaşa geldi hala evlenemedi. Aynı zamanda pek çok albümü de var. Zaten sektöre şarkıcı olarak girmiş. Çok ödlek bir tipmiş kendisi söyledi. Seo In Guk da onayladı, sette çıt olsa aklı çıkıyor diye.
Seo In Guk’a gelince, o da şarkıcı oyunculardan. Sektöre ilk girdiğinde çocukcağıza fazla kilon var, zayıfla zayıfla demişler o yüzden blumik olmuş. Bizim Güneşi Beklerken’deki Melis gibi kusup duruyormuş. Hatta o kadar ki ses telleri yıpranmış da, şarkı söylemesi zorlaşmış. Ünlü olmak için ne durumlara düşüyor insanlar. Hele de Güney Kore gibi fiziksel güzelliğin ön planda tutulduğu yerlerde.
Dizimizin konusuna gelince, Lee Hyun ( Seo In Guk ) suçluların karakter portresini inceleyen bir profesördür. Yurt dışında okumuştur. Çok zeki ve kendini beğenmiş bir havası vardır. Babasının da polis müfettişi olduğunu öğreniriz. Seri katil Lee Joon-Young ile görüşmeler yapar. Daha sonra bu seri katil tarafından öldürülecek, aynı gece Lee Hyun’un küçük kardeşi, Lee Min de kaybolacaktır. Lee Hyun bu kadar olay üzerine kısmi bir hafıza kaybı yaşar. İki küçük çocuğun babalarıyla ilişkileri ve Hyun’un bir canavar olmasından, ilerde katil olabileceğinden babasının şüphelenmesini, ve o korkuyla onu toplumdan yalıtmaya çalışmasını görürüz. Ayrıca çocukken karmaşık şeyleri bir bakışta sayabilme, zihinden çok basamaklı sayıları toplama, gibi bazı otistik yetenekleri olduğunu da izleriz. Küçük kardeş ise iki başlı ürpertici resimler çizmektedir. Hyun Kore’ye döndüğünde ilk gittiği cinayet mahallinde bu resimlere benzer bir tablo görür. Seri katilin gençliğini Do oynuyor. Kısaca bu çocukta iş var diyebiliriz. It’s OK That’s Love’dan sonra iki bölümde gönlümü fethetti. O ne duruştur, o ne bakışlardır, hayran kaldım resmen.
Bu akıllı bıcırık, çok güzel oynuyordu. Hyun’un küçüklüğü.
Bu da küçük kardeş.
ve tabii Exo’dan Do , seri katilimiz.
Bir Do daha, bu çocuğun da hazin bir öyküsü var, sonradan öğreniyoruz.
Seo In Guk’un babası
Jang Nara da Cha Ji An isimli bir dedektiftir. O da aslında Hyun’un stalkerıdır. Çocukluklarında karşılaşmışlardır doğal olarak, ne de olsa Kore Dizisi izlemekteyizdir. Ayrıca babası da gardiyandır ve seri katil kaçarken kaybolmuştur.
Ekibe gelince sıradan bir polis ekibidir, o yüzden bizim profilci bunlara uzmanlık servisi verir. Aralarından bir tanesi Yong Pal’da son bölümde gördüğümüz 2. Yong Pal. Ekip lideri de modellikten oyunculuğa geçiş yapmış olan Lee Chun Hee. Onu sonra ele alacağız. Ama benim en çok sevdiğim habire Seo In Guk ile dalaşan sunbae oldu. Yani Min Sung Wook.
Ekip
Fevorim sunbae
Lee Chun Hee ve Choi Won Young ile Happy Together programında çokça konuştular. Haklarında daha önce bilmediğim pek çok şey öğrendim. Bu variety showların da böyle bir yararı oluyor. Bu arada adli tıpçı Choi Won Young’ı pek çok diziden tanıyoruz. Kill Me Heal Me’de Cha Do Hyun’ın yardımcısıydı, Heirs’te de vardı ve Three Days’te de. Şimdi de Twenty Again’de oynuyor. O diziyi de en kısa zamanda seyretmeyi planlıyorum. Ben kendisini pek severim. Bu dizide ters köşe yapmaya çalıştıkları durumun tam merkezinde yer alıyor, ama pek de şaşırmıyoruz, neyin ne olduğu bir kaç bölüm sonra tahmin edilebiliyor. Ben yine de spoiler olmasın diye söylemeyeceğim.
Choi adli tıpçı
Gizem kumkuması
Bu iki tipin ortak bazı yönleri varmış gerçek hayatta. Bunlardan biri ikisinin de farklı mesleklerden oyunculuğa geçmeleri. Diğeri eşlerinin oyuncu olması ve sonuncusu da ikisinin de shotgun marriage yapmış olmaları. Yani karılarını evlenmeden önce hamile bırakmışlar ve evlenmek zorunda kalmışlar. Hele Lee Chun Hee evlilik ve ölümü kastederek ikisi de ne kadar geç o kadar iyi dedi şapşal! İkisinin de birer kızı varmış. Şu anda mutlu olduklarını söylediler. Ama o evlenme öncesi aşamasını, ailelerin bu olaya tepkisini filan çok hoş anlattılar. Choi Won Young babam bana hep erken evlen, çocuk sahibi ol derdi. ben erken evlenmedim, ama çocuk konusunda babam ne dediyse onu yaptım dedi. Lee Chun Hee ise- ki eşi de kendisinden bir hayli küçükmüş- eşinin küçük erkek kardeşinin karşısında dayak yiyecek diye nasıl tedirgin olduğunu, babası ve annesinin kahırdan nasıl hastalandıklarını ve bunun üzüntüsünü hala içinde taşıdığını anlattı. Komik programdı vesselam.
Filmimizde avukat rolünü üstlenen bir de 93′ lü yakışıklı gencimiz var ki, ( Park Bo Gum ) aslında bundan çook daha fazlası olduğunu dizinin ortalarına doğru öğreniyoruz. İlk bölümlerde anlıyoruz aslında kim olduğunu, ama işin açığa çıkması dizinin yarısını buluyor. Diziyle ilgili yorumlara bakarken kızların dizide Seo’dan çok bu çıtıra bayıldığını gördüm. Kendisi ilerinin başrol oyuncularından olacağı çok belli. Şöyle de bir şey :
Park Bo Gum
Bu dizide kardeşlik sevgisi, aşk hikayesinin önüne geçiyordu. Belki aşkı hiç koymayıp, çiftleri arkadaş bıraksalardı, hikayenin temeli daha sağlam olacaktı. Bütün dizi boyunca kasım kasım kasılıp da, son bölümde kızı öpmeye kalkınca olmuyor. Ya da ilk bölümde bir kıvılcım olurdu, çocuk kızı beğenir, o polisiye düzenin içinde paralel bir biçimde tempo yükselerek aşk ilişkisi de tırmandırılırdı, o zaman sanırım beş olan rating de yükselir, yerlerde sürünmezdi. Görebildiğim kadar dizi Kore dışında daha çok sevilmiş. Kore’liler sanırım Seo In Guk ile Jang Nara’yı yakıştıramamış. Romantizm dozunu da az bulmuş olabilirler. Zaten neyi sevip neyi sevmediklerini, kime ödül verip kime vermediklerini anlayamıyorum. Bizimle aralarında çok fazla beğeni farkı var. Seyredenlerin çoğu da sonu belirsiz bulmuş ve beğenmemiş. Bence son gayet de belirgindi. Herkes ikinci sezon çekilebilir kanısında, ama bence ilk sezon bu kadar düşük rating alan dizinin ikinci sezonu olmaz, ayrıca gerek de yok. Kişileri farklı dizilerde görmeyi yeğlerim ben. Seo In Guk ve annesinin yer aldığı bir başka video da ekliyorum, o da çok komik. Seo’nun annesinin babasından yedi yaş büyük olduğunu ve babanın bunu In Guk doğduktan sonra öğrendiğini, In Guk doğduktan sonra Evlilik sertifikasını tescil ettirdiklerini ve doğum kağıdını aldıklarını filan anlatıyor. Seo In Guk’un anlatılanlara tepkisi çok komik.
En son titiz Seo In Guk’ın ev temizleme kılığıyla bir fotoğrafını koyalım :
