Nam Goong Min hayranları diziyi izlemeye başladığında, pek bir isteksizdim itiraf edeyim. Zatıalilerini en son Sensory Couple’da seri katil rolünde izlemiş, oyununu beğenmekle birlikte bir romantik komedide üstelik başrol erkek olarak başarılı olup olamayacağı konusunda kararsız kalmıştım. Ama öyle bir oyun çıkardı ki, ” Maşallah yiğide, aşkolsun” demek zorunda kaldım. Kore Dizileri de yeni star çıkarmış oldu.Şimdi artık ne oynasa gözüm kapalı izlerim. Adam yetenek kumkuması çıktı kardeş 🙂
Buyrun önce psikopat , seri katil Nam Goong Min.
Minah’a gelince kendilerinin Girl’s Day üyesi olduğunu bilmekle beraber Master’s Sun’daki küçük rolünü bile hatırlamamaktaydım. Zaten ilk başrolüymüş. Ama izledikten sonra aynı gruptan Hyeri’den daha iyi oynadığını söyleyebilirim. En azından çok sevimli bir kızcağız. 93 doğumluymuş da. Hyeri benim için epeyce hayal kırıklığı olmuştu. Üstelik Ryu Jun Yeol hatırına Reply 1988’i izleyeceğim, başrol Hyeri diye elim gitmiyor. Bu arada Girl’s Day nasıl bir grupmuş diye merak edenler de bir baksınlar 🙂
İkinci erkek pek bir sevimli ve masumdu. Ona hiç kızamadım, hatta acıdım bile. O kısa paçaları, beyaz takımları, ayakkabı içine giydiği kısa çorapları ve hoş gülümsemesiyle kalacak aklımda.
İkinci kıza gelince şeytanın dik alası, üstelik Minah’tan da çirkin geldi gözüme. Ağzına ağzına çarpasım var. Ama ailenin diğer üyeleri yani anne ile baba, özellikle de baba çok sevimliydi. İkinci erkeğin babası ve Gong Shim ( Minah )’ın babası arasında, eski hayran grubuna dayalı bromans ise beni benden aldı, son zamanlarda izlediğim en komik şeydi.
Nam Goong Min’in deli dolu, yemekten hoşlanan, dürüst, ama zeki avukat tiplemesi çok çekiciydi. Her bölümde bu kez ne komiklik yapacak diye gözünün içine baktım. Seri katili başarıyla canlandıran bir tipin böylesi naif bir tipi bu kadar başarıyla canlandırması beni şaşırttı ve eğlendirdi. Bundan sonra hızlı internetime kavuştuğumda yapacağım ilk şey We got married bölümlerini izlemek olacak sanırım. Her ne kadar showdan sonra bir daha görüşmediklerini söyleseler de, epeyce ateşli bölüm sahneleri vardı.
Minah son bölüm hariç tüm dizi boyunca taktığı peruğuyla yaşından çok küçük ve muzır gözüküyordu. Ara sıra peruğunu çıkardığında normal doğum tarihi olan 93’ten de büyük ve olgun gözüktüğünü gördüm. O tipiyle de dizideki adıyla Ahn Dan Tae’nin yanına pek yakışmıyordu bence. Deli dolu avukatımızın yanına mantar kafa deli dolu bir kız daha uygundu, o yüzden ben mümkünse o peruğu çıkartmasın istedim ve Allahtan son bölüme kadar da çıkartmadı. ( Bu arada stresten saçları döküldüğü için peruk takıyordu.)
Şimdi efendim bu dizinin aşk hikayesi üçlü dörtlü aşk ilişkileri dışında- ki malumunuz olduğu üzere iki erkek de Shim’e aşık oluyor, Allahtan ikinci kız Ahn Dan Tae’ye değil de ikinci erkeğe sulandı- bir de kayıp chaebol çocuğu öyküsü var. İki delikanlı aslında kuzenler, ama avukatımız küçükken kaçırılmış ve başka bir babanın elinde büyümüş. Başlarda sevimli ve heyecanlı giden ve özellikle de Nam Goong Min’i izleyen bizleri memnun eden senaryo, sonlara doğru bu kaçırma öyküsüne odaklanınca bence sıkıcı olmaya başladı. Şer cephesi ikinci erkeğin dayısı, annesi, büyükannesi ile birlik olan Ahn Dan Tae, üvey babaya saldırılar, şunlar bunlar, doğrusu ya ben beğenmedim. Shim’in şapşal halleri, ikilinin diyalogları filan daha çekiciydi. Hele o abla olacak kevaşenin sahneleri gelince, zıplayıp atladım itiraf edeyim. Esas çifti izlemek varken, yalan dolan tertip hoşuma gitmiyor yorobun.
Bir de en hoşuma gitmeyen şu dizi sonu ayrılığı konusu bu dizide de var. Ayrı düşmek değil de, ayrılınca birbirini bir yıl, iki yıl hiç aramama hikayesi beni ifrit ediyor. Hangi çağda yaşıyoruz kardeşim ? Posta güvercini yakalayıp ayağına mesaj bağlayacak değilsin ya, internet var, SMS var var oğlu var, ne oluyoruz?? Bu klişeden vazgeçin gözünüzü seveyim, deliricem yakında. Şimdi dizi hakkında bir fikir edinmek isteyenlere mini bir klip. Nam Goong Min’i de, Minah’ı da sevdim anacım, izleyin pek sevimli bir dizi.