Son zamanların en klişe Kore Dizisini bugün itibarıyla bitirdim. Yazı için fotoğrafları arayı eklerken de kendimi salak salak sırıtırken yakaladım resmen. Bazen kendime çok şaşırıyorum. Bir tarafta yeni dalga akımları, Truffaut’lar, Herzog’lar , Fellini’ler, Coppola’lar şu bu izle, sonra gel senaryosu yerlerde sürünen bir Kore Dizisini izleyip, yazacağım diye zaman harca. Kafa boşaltma da böyle oluyor anlaşılan. Öte yandan dizileri oyuncu bazında izlediğim için çoğu kez senaryoya bakmıyorum bile. Ama hem senaryosu hem de oyuncusu bana göreyse, kaymaklı ekmek kadayıfı oluyor tabii.
Signal APAN’da senaryo ödülü almış biraz önce öğrendim. Çok sevdiğim dizilerdendi. Ama oyuncularını sevmeseydim izlemezdim. Yine içinde çok az romantizm olan Misaeng’i bana çok yakın olduğu için ( Yedi yıl beyaz yakalı olarak çalışmışlığım var ) çok severek izlemiştim. Ama oyuncuları da çok sevmiştim. Sevdiğim erkek ya da kadın oyuncunun yanında sevmediğim biri varsa izleyemiyorum o diziyi ben. Senaryosu çok iyi olsa da. Kitap okurken de benzer yaklaşımı izlerim. Bir yazarı sevmişsem, hemen tüm kitaplarını alır arka arkaya okurum.
Bu dizide Jung Il Woo olduğunu ve kadın başrolün de Park So Dam olduğunu görünce, eh izlerim bunu dedim. Ahn Jae Hyun ve CNBLUE maknaesi Jungshin de vardı bonus olarak, başladım.
Jung Il Woo hakkında şurada yazmıştım. Park So Dam’ı ise en son talihsiz Beautiful Mind dizisinde izlemiştim ki o dizi bu diziden sonra çekilmiş aslında. Ama yayınlanış tarihleri farklı olmuş. So Dam ile en sevdiğim oyunculardan olan Jang Hyuk’u yakıştıramadığımı, yaşça küçük gösteren So Dam’ın Jang Hyuk’un yanında kızı gibi kaldığını söylemiştim. Ama Jung Il Woo ile hoş bir kimya oluşturmuşlar.
Dizinin konusu fakir, ama iyimser bir genç kızın, pek çok yarı zamanlı işlerde çalışarak hayatını kazanırken üç kuzen olan Kang’ların Gökyüzü evine gelmesi ve dedelerinin isteği üzerine kızın onları adam etmeye çalışmasını anlatıyor. Diziyi Külkedisi masalı üzerinden yürüttükleri için kızın annesi ölmüş, üvey annesi ve kızkardeşi var. Ben dizi boyunca onların sahnelerini atlattığım için dizide bulunmalarını da çok gereksiz buldum, kasmışlar yani. Bu arada şövalyeler aslında dört tane. Bir tane de sekreter beyimiz var, her daim yardıma koşan. Pek çok kızın ilgisini çekti ama adamı son iki bölümde kaypak bir hale soktular, gereksizdi.
Üç kuzen de kızımıza aşık oldu. Dizi başladığında kızı Ahn Jae Hyun’un alması gerektiğini söyleyenler çok oldu. Bu olmazdı. neden derseniz, çiçeği burnunda evli, üstelik de Gu Hye Sun gibi bir oyuncuyla, aşklarını herkesin gözü önünde yaşayan bir çiftin erkeği iseniz, aşkınıza inandırmanız ne kadar gerçekçi olabilir ? Ama görüntü ve sevimlilik açısından çok hoştu Ahn Jae Hyun.
Jung Shin ise dizinin başından sonuna dek sevimli, yardımsever ve olgun kuzeni oynadı. Tipik ikinci erkek yapısı yani. İdol oyuncu olarak Naeun gibi tedirgin etmedi beni, oyunculuğu dayanılmaz değil. Ben blue boyları seviyorum ondan da olabilir. Ama bu zengin, yetenekli iyi huylu çocukla, o tipsiz fanından başkası ilgilenmez miydi sanıyorsunuz? Yine inanılır olmayan bir detay daha.
Sekreter beyimiz de aşağıda hemen :
Dedeyi de verelim :
Şimdi efendim, elimizde çoğu yetenekli bir dolu oyuncu var ve sizin çıkartabildiğiniz senaryo bu mu ? Üç kuzenin hepsini de kıza aşık edeceksiniz, ikinci kız hem birinci hem ikinci erkeğe sulanacak, uyduruk bir babam kim hikayesi sokuşturacaksınız, aralarda sevimsiz üvey anne ve kızı ilkokula giden miniklerin bile daha iyisini düşüneceği entrikalar yapmaya kalkacak, bir bakacaksınız ki 16. bölüm olmuş bile. Kuzenlerden biri her ayrıldığı kıza araba hediye ediyor, eğitimi olup olmadığını bile bilmiyoruz, 16 bölüm sözü edilmemiş, ama son bölümde varis olma ve şirketi üstlenme üzerine oynuyor, hangi vasıfla ? İkincisi idol olmuş, müzik alanında iyi olduğu belli, ama son bölümde o idol haliyle sokak şarkıcılığına dönüyorum ben dedi, neresine inanalım. 14 bölüm sıkı bir biçimde başkanın arkasını toplayan sekreter, birden şirketi ele geçirmeye çalıştı, sonra başkandan yana oy verdi, o zaman hiç girmeyeydin o topa. Annemi durdurmak içindi bahanesi de inandırıcı değildi. İlk bölümler Türk filmlerindeki gibi kızın suratına para fırlatan Il Woo sonradan kıza aşık oldu. O da oto tamircisiydi, ama varisliğe uyum sağlayamaması olayı bindiği arabadan kullandığı giysilere ve tavırlarına kadar inandırıcı değildi.
Yine de Il Woo’yu sevmemiz o klişe sahnelerden sonra oldu.
Dizinin başında nerede yakalarsa orada sıkıştırdı kızı Il Woo. Kang Ji Woon yani :
Il Woo bey kızdığında da pek şirin oluyor :
Ata filan da bindiler :
Başrol çiftimizin anneleri aracılığıyla bir bağı da vardı. Çocukluktan tanışıyor olmak teması bu dizide de işlenmişti. Aklınıza gelebilecek hemen hemen bütün klişeler vardı zaten.
Kuzenlerin arasındaki ilişkiye daha çok yoğunlaşılsaydı dizi daha sevimli olurdu :
Şu sahnelerde pek revaçta :
Bu dizide farklı olan bir şey de üç bölüm sonraki görüntülerin nete hemen düşmesiydi. Şu sahneyi üç bölüm önceden öğrenip, ay oynasa da izlesek diye bekledik durduk mesela :
Yalnız bu sahnede boş kutuyu kızın eline tutuşturup içinde duygularım var demesi çok komikti. Bekletince şekerler bozulmuş çünkü. Yani chaebol evladısın bir çikolata koyup da veremiyor musun ?
Her neyse, işte biz hep böyle sahnelere tav olduk :
Dizimizin müzikleri de pek hoştu. Ben yürüyüş yaparken dinliyorum bu aralar. BTOB, Jessi, ZIA,CNU,Younha,Jungshin hepsi pek güzel.