Epeydir bitmiş dizi izlememiştim. Hem devam eden dizi sayımda artış olduğundan, hem de bu aralar biraz işlerim olduğundan. Uzun zamandır beklettiğim dizilerden birini azıcık uykusuz kalarak bir buçuk günde bitirdim. Aynı ara rutin işlerin yanı sıra bir de kitap bitirdiğimi düşünürsek , yine manik zamanlar yaşıyorum diyebiliriz.
Twenty Again ya da Second Time Twenty Years Old su gibi akıp giden bir dizi. Özellikle benim gibi ajumma olanların kendine yakın bulacağı sahneler olan, ama üç çok iyi oyuncusuyla gençlerin de ilgisini çekebilecek bir drama. Yukarıdaki üçlüden kadın başrol, şu sıralar Woman With a Suitcase‘de Joo Jin Mo ve Lee Joon ile izlediğim Choi Ji Woo. Kendisi 1975 doğumlu olup, Lee Jin Wook’un eski sevgililerinden. İyi oyuncu, önemli dizileri var. Dikkat ettim genellikle görmüş geçirmiş, loser- ki bunu ezik diye çevirince tam anlamını veremiyoruz, hayatta çoğu kez başarısızlığa uğramış diyelim ona- ama çok sebatkar, hayata asılan, sonunda başarmanın yolunu bulan kadınları canlandırıyor. Şu anda oynadığı dizisinde de Joo Jin Mo ve Lee Joon etrafında pervaneler. Aslında yaşını belli eden bir kadın, çok da güzel sayılmaz ama garip bir çekiciliği var, ve inandırıcılığı da var. Yani hayattan, içimizden biri ve oynadığı rolle bütünleşiyor.
Üstteki fotoğrafta sağda yer alan gamzeli yaratık, ( Lee Sang Yoon ) dizideki adıyla Ha No Ra’nın lise arkadaşını oynuyor, kadın da ilk aşkı zaten. Bu ilk aşk teması bitmedi, bitmez dramalarda. Ben şu ara On the Way to The Airport’a başladım biraz gecikmeli olarak. Orada da başrol. Kendileri kadından altı yaş küçük, 1981 doğumlu ve de UEE’nin sevgilisi oluyorlarmış. Aramızda kalsın, ben UEE’yi pek sevmem, ama büyük voli vurmuş kicibe. (Edit : Ayrıldılar, üzüldük mü ? Hayır !) Edit.2 Beyimizin My Daughter Seo Young ve Whisper dizileri de görülmeye değer.
Kadının kocasını oynayan ajussiden daha önce Hello Monster dizisinde söz etmiştim. Burada rolünün gereği bencil, narsist koca rolünü başarıyla canlandırıyordu Choi Won Young.
Konuya gelirsek dansçı olma hayali olan Ha No Ra 19 yaşında hamile kalınca okulu bırakır, kocasının uydusu gibi yaşamaya başlar. 20 yılda çocuğu ve eviyle uğraşan bir ev kadını olarak kalır. Kocası profesör olmuş, onu beğenmeyip meslekdaşı bir hatunla işi pişirmiştir. Kocası ayrılmak ister, ama çocukları koleje gidinceye kadar bu işi erteleme kararı alırlar. Çocuğun koleje girdiği yıl, No Ra’da kocasını elden kaçırmamak için üniversite sınavlarına hazırlanır, o arada pankreas kanseri olduğunu öğrenir, ama bir yanlışlık olmuştur. Öleceği filan yoktur yani. Biz bundan sonra onun üniversiteye başlamasını, orada lise arkadaşıyla – profesör olmuştur o da- karşılaşmasını, oğlu, evi, kocası ile olan ilişkileri izleriz dizi sonuna dek. Bu arada kocasının sevgilisi de aynı üniversitede akademisyendir.
Bütün bu süreç gerçekten hayat hakkında düşünmemizi sağlar. Okul harçları, yarı zamanlı işler, gençlerin sorunları, hedefi olmak, olmamak, hayatın nasıl yaşanması nasıl yaşanmaması gereği hakkında çokça ipucu ediniriz. Bu arada geri dönüşlerle kahramanlarımızın gençliklerini de görürüz.
Bazı şeylerin zamanında yapılması gerektiği kafamıza dank eder. Hayatı kaçırmamak gerektiğini öğreniriz. Başrol ajummamızın ( 38 yaşındadır kendisi ) 19 yaşındaki oğlu ve kız arkadaşının ilişkileri de verilir. Ne yazık ki kendisini Son Na Eun oynamaktadır. Kızın dizideki karakteri de zaten gıcık bir şeydi, bir de beceriksiz Na Eun olunca iyice ifrit oldum, Allahtan başrol erkeğimizin Mariana çukuru gibi gamzeleri vardı da sinirlerim yatıştı.
Üniversite öğrencileri de ilginçti.
Ajummamız üniversitede kaça saklana okudu :
kadın içinde kalanları gerçekleştirmeye çalıştı :
Ama çok da çekti :
Başrol erkeğimiz de duygularını söylese kara çalı olacak, söylemese içinde kalacak iki arada bir derede kaldı uzun zaman.
Kadın adama gamzeli erkeklerden hoşlanmam bile dedi, çocuğun bakışa bak 🙂 İçinden “Buldun da bunuyorsun.” diyor büyük ihtimal ile.
Tabii beklenen sahneler 🙂
Arkadan sarılma kızca yapıldı, yapmasaydı çocuk gitmişti valla 🙂
Çocuğun asistanı vardı çocuğa yanık, Allahtan kötü değildi :
Ben diziyi beğendim, o yüzden de maraton şeklinde izledim. Ama diziden en çok aklında kalan ne derseniz, bu nedir kardeşim 🙂