미친 아줌마 / DELİ AJUMMA

Because This Is My First Life / Onbir ve Onikinci Bölümler

Biliyorsunuz geçen hafta fragmanda öpücüğü görmüş, tüm haftayı bu öpücük gerçek mi, rüya mı diye düşünerek geçirmiştik. Çünkü şimdiye kadarki bölümlerde Se Hee’nin kızdan hoşlandığına dair ipuçları belirsizdi. Tabii ki biz at gibi koşup kızı kurtarmaya gelmesinden kızdan hoşlandığını anlamıştık ama, yine de Se Hee’de bir duraksamalar, bir durup düşünmeler işte bir şeyler bir şeyler beklemiştik. Peki 11. bölümde ne oldu da birden duygularını ortaya serdi bu robot?

Onbirinci bölüm başı Ji Ho’nun ve Se Hee’nin gergin sabah konuşmasıyla açıldı. Ji Ho sözleşmeleri evde tutmamaları gerektiğini söyledi. Se Hee zeki çocuk tavırlarından nasıl kızgın olduğunu hemen anladı.

 

Kızımız da hakikaten çok kızmış ki Cafe’ de bile söylenmeye devam etti durdu.

Ardından Se Hee işyerindekilerin şaşkın bakışları altında bir günlük izin aldı.

Bu arada Ho Rang’ın annesi Won Seok’u ziyaret etti. Tabii ki her kız annesi gibi ne zaman evleneceklerini sordu. Damada bir de kravat almış yeni işi için. Ho Rang da biriktirdiği paraları kontrol etti. kendisi söz verdikleri gibi her ay 500 dolar yatırmış. Ama Won Seok çok çok daha az.

Soo Ji ise yine sütyen takmadan işe gitmiş. Daha doğrusu bir yerlerde çıkarmış da, nerede çıkardığını anımsamıyor. Yahu bu da olur mu, madem çıkardın bari nerede çıkardığını bil. Şirketin tacizci erkekleri de sütyen giyip giymemesiyle ilgili iddiaya girmişler. Bizim kız da bunu öğrendi ve canlarına okudu.

Fakat Ma tepunnim benim favorim kesinlikle. Soo Ji ile diyalogları beni benden alıyor.

Hele ardından düşünüp düşünüp iyice deli olması 🙂

Sonra daha vahim bir şey oldu ve çiftler birbirlerinin sözleşmelerinden haberdar oldular. Aslında dizinin akışı açısından bu iyi oldu, çünkü her ikisinin de konuşup akıl alacak arkadaşları olmuş oldu. Özellikle de bu konularda pek deneyimsiz olan Ji Ho’nun. Se Hee “Sadece para için değil,  eve ihtiyacı olduğu için evlendim.” dedi Ma tepunnime. Ama ondan hoşlanıyorum demedi. Ma tepunnim anladı ama. Bir de ” Yoksa Ji Ho sana onu mu hatırlatıyor?” diye sordu. O = ikinci kadın

Se Hee’nin memlekette kimçi yaparkenki görüntüleri ise beklediğimiz gibi komikti.  Orada da bizim Karadenizli erkekler gibi kadınlar çalışıyor, erkekler yan gelip yatıyor anlaşılan. Çocuk geldiğinde de yedirip içirip geri göndermeye niyetliydiler ama akıllı anne ve vazcaymayan Se hee yüzünden gerçekten çalışıp kimçi yaptı çocuk. Bence çalışmaktan çok ahjummaların dalga geçmeleri yordu onu. Allah gerçekten de ahjummaların eline düşürmesin insanı. Artık o yaşta o onu diyecek, bu bunu diyecek çekincesi olmadan ağızlarına geleni söylüyorlar.

O yüzden Se Hee karşısında Ji Ho’yu görünce gerçekten sevindi.

 

Ardından Ji Ho’nun ilaç almak için eczaneye gitmesi, sonra sahilde evde Se Hee’nin odasında bulduğu Ziyaretçi isimli şiir kitabını okuması. Tabii kitapta eski hanım, ya da sevgilinin notları da var. Ji Ho çocuğun kalbinin kırık olduğunu anlıyor en azından. Bu arada bizim çocuğa da içki içirtiyorlar. Katalizör şart tabii.

Sabah bu kitabın şairi hakkında Twitter’dan Nurten ile konuştuk. “Acaba şair kim ? “diye sordu. Ben de görüntüyü dondurup şairin adını okudum. Jung Hyun Jong’muş. Şiir “Gerçekte birinin ziyareti  geçmişi, şimdisi, geleceği ile geldiği için, tüm yaşamı ile geldiği için  şahane bir şeydir.” diye başlıyor. Biraz araştırınca aynı şiirin Tomorrow with you‘nun son bölümünde de kullanıldığını fark ettim. Orada da kafede masanın üzerinde yazılı şiiri okuyorlar şairin ve şiirin ünlü olduğunu bilmeden. Hatta Ma Rin yazanın sıradan bir müşteri olduğunu düşünerek, biz de buraya bir not bırakalım diyor.

Ji Ho Se Hee’yi geçmişiyle, kırılan kalbiyle kabul etmeye çok hazırdı. Se Hee sahile gelip bazen bir şeyi bilmemek daha iyidir yollu konuşunca, zaten konuyu  bildiğinden her anın bir öncekinden farklı olduğunu anlatan sözler söyledi Se Hee’ye.  Japonların Ichigo Ichie dediği şey yani.  Hayatta bir şey yalnızca belli bir anda yaşanır, daha sonra olan o değildir anlamında olan söz. Batıda aynı nehirde iki kere yıkanılmaz dedikleri gibi. Belki Ji Ho’nun bunu söylemiş olması Se Hee’nin çözülmesine yol açtı. Yeniden denemek istemesine yol açtı. Yine de ben senaryonun bu noktaya gelmesi için Se Hee’nin sakladığı sevgisinin bize biraz daha açık belirtilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yine de yumuşak bir geçişti.  Ama en komiği senin yaptığın dudaklarını dudağımın üstüne koymaktı, öpüşmek o değil deyip göstermesi. Ardından da anladın mı yoksa bir kez daha öpeyim mi demesiydi. Bak sen tilkiye ya. Kız da bir daha dedi tabii.

 

 

Onikinci bölüm öpücük sahnesiyle devam etti. Ji Ho’nun telefonunun çalmasına rağmen bakmaması komikti tabii. Ama kim bakardı ki öyle bir durumda kızlar ?  Çalar çalar, susar elbet değil mi ?  Boru mu LeeMin Ki öpüyor. Bu arada Ji Ho’nun akrabalarıyla aksanlı konuşması pek hoş. Bir de bağıra bağıra konuşuyor. Ne yapıyorsunuz orada diye sordu annesi telefonda , Ji Ho panik içinde, şöyle dedi :

Sonra eve döndüler. Kendi evlerine gitmek üzere kapı önünde vedalaşırlarken ahjussi gelip içki getirdi. Kız içkiyi alıp kocasının yerine içti ve ahjussiyi de bir güzel azarladı. Delirdi mi deliriyor demek ki, gözü bir şey görmüyor. Se Hee’nin köpek yavrusu gibi karısının arkasına gizlenmesi de pek komikti. Aradaki o köpek yavrusu efektleri çok hoşuma gidiyor benim.

Erkek kardeşi ve karısı bizimkileri otobüse bıraktılar. O ara geçen bisikletli çarpmasın diye kızı kolundan tutup çekti Se Hee. Bu da ayrı bir klişe. Ya arabadan kurtarırlar, ya motor, ya bisikletten. Bunun için de ayrı bir yazı yazılabilir resmen. Kardeşinin karısı “Çaylak gibiler.” dedi. Yeni çıkmaya başlamışlar gibi. Evli çiftlere benzemiyorlar. Yine ne varsa kadınlarda var vallahi. Kız hemen çakozladı durumu. Aslında ilişkilerin başları ne hoştur gerçekten. Karnınızda kelebekler uçuşur. Hep onu düşünürsünüz. Tanıdık tanımadık herkese onu anlatmak istersiniz. Etrafındakileri bıktırırsınız resmen. Şimdi ne yapıyordur, ne düşünüyordur filan. Güzel anlardır vesselam.

Öte yandan otobüste ayrı koltuklar vermişler. “Yanındakine sorsak da yer değiştirsek.” dedi kız. “Doğru olmaz.” dedi doğrucu davut Se Hee. Kızın yanına yakışıklı bir adam gelip otursaydı ne yapardı acaba ?  Sahi onlarda “Bayan yanı” diye bir kavram var mı merak ettim şimdi.

Eve geldiklerinde ise Goyangi karşıladı onları. Eve geldiğinizde kedinizin sizi karşılaması ne büyük bir mutluluktur. Ben 15.5 yaşındaki kedimi  Eylül ayında kaybettim. Onu  çok özlüyorum. Kapı önünde beslediğim kediler var tabii, ama evdeki can çok daha farklı oluyor. Evin bir ferdi, ailenizin bir parçası. Daha sonra nedense Kore Dizilerinde her yeni çıkan çiftin genellikle kapı önünde  yaptığı şeyi evin içinde yaptılar. Önce sen odana git, yok senin girdiğini göreyim. Bir de aynı şeyi telefonda yaparlar. Önce sen kapa, hayır sen kapa. Bir de el sallaşmazlar mı, ay acıdım vallahi.

Odalarında birbirlerinin fotoğraflarına baktılar. Kumsalda fotoğraf da çekmiş Se Hee beyimiz. Ne kurnaz çıktı farkında mısınız? Biz aseksüel bilmemne diyelim çocuğun içinde harlı bir ateş varmış meğer.

Ji Ho ajummalar kendisi hakkında güzel mi diye sorduklarında ne cevap verdiğini sordu Se Hee beye. Ama sorduğuna da bin pişman olarak.

Bu da Se Hee’nin Ji Ho’nun fotoğrafına baktıktan sonraki gülümsemesi. Daha çok gülümsemeli kesinlikle.

Se Hee’de durum böyleyken kızımız daha cesur çıktı ve aynı yatakta yatabilseydik , ne hoş olurdu .” dedi. Ama sonra dediğinden kendi de korktu :

Ho Rang ve Won Seok cephesinde durumlar biraz acıklıydı. Kız kahvaltı hazırlamış, çocukların beklediği bir durakta özlemle çocukları izleyip, birinin düşen oyuncağını verdi.

 

Soo Ji de Ma tepunnimin kendisine aldığı milyon sütyeni denedi, ama rahat edemeyince özel sütyenlerle ilgili bir yere gitti. Şimdi bunlar hep ürün yerleştirme. İç giyim markası Wonderbra da reklam verenlerin arasında o yüzden bu sütyen bahsinin dönüp durması.

Won Seok ve Se Hee işyerinde karşılaştılar. Se He zavallım masaj koltuğu var diye gelmiş. Kimçi yapmaktan her yeri ağrıdığı için. Won Seok “Ji Ho’yu çok seviyorsun değil mi ?”diye sordu. “O da beraber bir kahve içelim mi ? ” dedi. Se Hee aslında çok duyarlı bir adam. Herkese de yardım etmek istiyor. Duygusuz görünmesindeki neden birini kırmak istememesi. Eski karısını   (?) – gerçi kız arkadaşı da olabilir,  belki evlilik belgesini onaylatmamışlardır. – kırdığını düşündüğünden bir başkasını da aynı duruma düşürmek istemiyor. Won Seok eskiden çok tartışırdık, ama şimdi tartışmıyoruz dediğinde geri dönülmez olabileceği için cevabını yapıştırdı. İlişkiler hakkında çok da boş değil yani. Sonra da açık gönüllülükle Ji Ho ile çıkarlarımız için evlendik, ama sonra huzuru bulduğum için kalbimin köşesinde ona bir oda  açtım dedi.

Ayrıca Se Hee çok da dikkatli. Kendisini iyi ifade edebildiği gibi karşısındakini de çok iyi dinliyor. Won Seok’un her söylediği sözün karşısındaki değil kendisiyle ilgili olduğunu fark edebildi hemen.

Ji Ho da ” o işi yapmak” hakkında Soo Ji ile lafladı. zaten deneyimsiz, kafasında öpücüğü evirip çeviriyor. Ortaokul ve lisede de kız okulundaymış. Ne yapacağım ben diye bunalıma girdi zavallım. Se Hee durağa gelip de “Hafta sonu ne yapmak istersin?” diye sorunca da aklına başka bir şey gelmedi.

Ay çok fena ya!  İşin kötüsü bu zeki Se Hee de anlıyordur her bir şeyi. Kız “Bir şey yapmak istemiyorum.” diye bağırınınca, “O zaman benim istediğim şeyleri yapalım mı!” dedi. Kızçem pıtır pıtır kocasının yanında nasıl yürüyor sevinçle. Müzik dinlediler. Yürürken kızcağız kocasının elini tutmak istedi, ama cesaret edemedi. Sonra kocası gayet doğal bir biçimde elini tutunca nasıl da gülümsedi. Mutluluğu çok iyi ifade ediyor. Bir de öncesinde hayvanları sevme bahsinde salyangozları sevdiğini söyledi.

Bu arada Ji Ho’nun hedefi 12’den vurma konusunda ne kadar becerikli olduğunu öğrendik. Attığını vuruyor. Se Hee ‘yi zaten her şartta yakalarmış bu.

Senin olduğu için sen taşımalısın diye, oyuncakları Ji Ho’ya taşıtmasına ne demeli peki Se Hee’nin. Swarowski kutusunu da eline tutuşturacakmış da onun için. Küpe almış yavrum karısına.

 

Ji Soo sanırım sütyen pazarlayacak. Kendi işini kuracak gibi gözüküyor. O ürün yerleştirme neydi öyle laptopla ilgili. Kapak kıvrılıyor, çizim yapılıyor. Sonra da Ma tepünnimle artık bayıla bayıla izlediğim diyalogları.

Bizimkilerin yaş sohbeti de pek acımasızdı. Kızımız çocuğu kızdırmaktan hoşlanıyor besbelli.

Kız tuvalette ikinci kızla karşılaştı. kız küpesini takmasına yardım etti. Dışarda tabii ki eski aşklarla ilgili ki daha geçen günkü yazımda söz edip bir dolu versiyonunu vermiştim. Kim Dong Ryul’un Should   I say I love you again şarkısı çalmaya başladı. Bu arada bence ikinci kız çok sevimsiz ya.

Won Seok Ho Rang’a biraz daha bekleyemez misin dedi . Kız ne kadar süre dedi :

Yuh diyebilir miyim arkadaşlar. yani izin almıyorum, çünkü bu cevaba denilecek tek şey bu ! Ondan sonra da üzülüyorlar, üzülsünler efenim. Zaten sonlara doğru da olması gereken oldu :

Ma tepunnim ateşli geçen gecenin ardından Soo Ji’yi eve bıraktı. Yolda evlilikle ilgili düşüncelerini anlattı Soo Ji, evlilik aşkı, seksi öldürür diyerek. Ji Ho da evde cinsel hayal kırıklığı yaşadığını düşünüyordu. Sonra şiir kitabını aldığı yere koydu, anılarını izinsiz ödünç almış oldum diyerek. Ma tepunnim Soo Jİ’nin evini merak ediyor. Başka bir erkek ya da erkeklerle beraber diye çok şüphelendi. O hızla merdivenlerden yukarı çıktı. Soo Ji’yi annesiyle gördü ve çok şaşırdı. Soo Ji göründüğünden daha duyarlı bir kadın. Bu ikiliyi seviyorum.

Se Hee eski sevgilisini ? karısını hatırladı. Meğer “uri” sözcüğü onun için ne kalp yarasıymış. Bu kadar tepki göstermesini şimdi anlayabiliyorum.

Yalnız Min Ki büyük oyuncu değil mi ya? Şu yüz ifadesine bakar mısınız ?

Her ayrıntı nasıl düzenlenmiş fark ettiniz mi, Se Hee’nin tişörtündeki ifade bile  ?

Veeeee şok!

 

Fragmandan da ikinci kızın öyküye iyiden iyiye girdiğini görüyoruz. Yine ben şahsen kızın diziye girmesindense, Se Hee’nin kalp kırıklığının daha hazımlı bir şekilde giderildiğini ve aşk aşamalarını görmek isterdim. Kız gelmeden geri dönüşlerle öyküyü verebilirlerdi. Ama heyhat Kore Dizisi izliyoruz. Yine de bu kadar klişeye rağmen güzel işlenmiş bir hikaye ben yeni bölümlerin gelmesini iple çekiyorum.

 

P.S : Ölürüm ben buna 🙂

Exit mobile version