Bu dizi oynayalı, biteli çok oldu. Aslında başta izlemek istemedim konusu itibarıyla. Ama JTBC’nin yani paralı , özel bir kanalın en fazla rating alan dizisi oldu. Bu Koreliler bu diziyi niye bu kadar beğendi diye merak edip izledim ben de. Dizi pek çok kişinin söylediği gibi bir makjang dizi. Makjang mantıksız, saçma, hiç olmayacak, belli bir sınıra ulaşmış, çok ileriye gitmiş şeyleri anlatmak için kullanılıyor. Kaba bir biçimde ifade edecek olursak ” Yuh artık !” diyeceğimiz şeyler. İşte bu dizi de böyle. Bizim Yeşilçam filmleri gibi. Hani araba çarpar kör olur başrol, sonra bir daha çarpar gözleri açılır. Onca kişinin içinden rastladığı kadın annesi çıkar filan çocuğun, işte öyle. Bu arada kdramalar içinde en ünlü Makjang diziler arasında Nice Guy ( Hafıza kayıplarını anımsayın ) , Autumn In My Heart, That Winter The Wind Blows, Mask, The Last Empress filan var. Biz diziyi yobo ile izledik. Bitince acayip sinirlendi ve biz bunu niye izledik ki, ne vakit kaybı, saçmalık ! dedi. Ama izlemeseydik de bilemeyecektik. Bu arada bu dizi BBC’nin Dr Foster dizisinden uyarlanmış, ben onu da izlemedim.
Dizide bu dizideki rolüyle ödül alan Kim Hee Ae ve onun eşi rolünde Park Hae Joon var. Sacayağının üçüncü bacağını ise Han Soo Hee oluşturuyor. Aşk üçgeni yani. Ama Olmaz olsun böyle aşk diyeceğiniz türden aşklar. 16 Bölümlük dizinin başından sonuna hastalıklı ilişkiler izledik. Hele erkekler bir tanesi mi düzgün adam olmaz. İşte bir psikolog vardı, düzgün denilebilecek, o da bir ilişki içine girse ne yapacağı belli olmazdı. Dizinin yönetmeni Moo Wan Ill Misty ve Beautiful Mind dizilerinin de yönetmeni. Misty’de de kimin eli kimin cebinde belli değildi bildiğiniz gibi. Yazara gelince Revolutionary Love ve My Horrible Boss / Ms Temper Nam Jung Gi dizilerini yazmış. Ben ikincisini izleyip beğenmiştim. Kadın oyuncunun Second Last Love dizisini izlemiştim çok önceleri. Ama o dizideki kadın olduğunu çok geç anladım. Park Hae Joon’u da pek çok filmde My Mister’da, Misaeng’te filan izlemişim. Çok aklımda kalmamış ama. Bu diziden sonra resmen zihnime nakşoldu sevimsiz !
Efendim konuya gelince. Bir evli çift var. Hatun doktor, beyimiz film yönetmeni. Bir de çocukları var. Kadın çocuğa hamile kalınca evlenmişler. Pek mutlu görünüyorlar. Ama kadın bir şeylerden bir şüphelenmeye başlıyor ki, sonra sonu pamuk ipliği gibi geliyor olayın. Aldatıldığı yetmiyormuş gibi, etrafında dost sandığı herkesin bunu bildiği ve sakladığı ortaya çıkıyor. İşin bundan sonrası üçlünün ve etrafındakilerin ilişkileri ve yaşadıkları. Ama bunu öyle normal şeyler sanmayın. Tutkulu, hastalıklı ilişkiler. Adam o kadından bu kadına. Kadın komşusuna, komşusu önüne gelen her kadına, falan filan. Bu arada komşu rolünü Crash Landing On you’nun istihbaratçısı oynuyordu. Yani Kim Young Min.
Bu üstteki fotoğrafta karısıyla. Karısı doktordan aldatıldığını sakladı. Doktor ona yürüyen bu komşu beyle yattı. Sonra bunu onu tehdit etmek için kullandı. Ama kadın doktor hanımı affettiği gibi “Onni, Onni” diye peşinden ayrılmadı. Pes yani ! Ha kocasını da yönetmen bey affetti, beraber içkiler filan içtiler. Genişliğin bu kadarı !
Dizide en nefret ettiğim şahsiyet doktorla aynı hastanede çalışan jinekolog kadın doktordu. Aman Yarabbim! Herkesi gözetleyip gözetleyip , birbirine düşürmeler, arkasından konuşmalar, bi çekememeler, bi sinsilikler, bi kıskançlıklar. Buna rağmen yine de arkadaş olmalar. Dedik ya bu makjang drama dedikleri şey olması pek mümkün olmayan olayları irdeliyor.
Dizinin yardımcı oyuncularından ikisi de yine hastalıklı bir ilişki yaşıyorlardı. Ana karakterlerin manyak olması yetmiyormuş gibi, bir de bunları izlemek zorunda kaldık.
Ay başrol kadının yüz ifadeleri, gözlerini belerte belerte oynaması, o şaşkın, salak ifade beni delirtti. O ödülü aldığında herkes hak etmişti dedi , hak etmiş olabilir, ama rahatsız ediciydi. Şimdi “Tuhaf ilişkiler bizde de yok mu ?” diyeceksiniz. Ama ben normalde Müge Anlı da izlemem. Bizdeki bu tarz dizileri izlemeyi bırakmam da bu yüzden. Kore’de bu dizinin bu kadar çok rating almasının nedenlerini sosyologlar, psikologlar incelesin tabii, ama benim kalemim değil.
Dizinin son iki bölümünde filan, yobo da, ben de “Ay topu bir uçurumdan düşse ölse de, hepimiz rahatlasak!” mooduna girdik. Ben yine “Hiç olmazsa görev aşkıyla, yazacağım bir dizi daha izledim, ne yapalım, o kadar olur !” dedim. Yobo bana kızdı, niye izlettin bunu bana diye. Hatta Alice izliyoruz bu ara. “Alice’de olanlar bu dizide olanlardan daha mantıklı ve inandırıcı” bile dedi. Artık ne kadar sevmediyse 🙂
Böyle ilişki karmaşası, gitmeli gelmeli, kötücül karakterlerle dolu, tutku sarmalı dizileri seviyorsanız izleyin. Ama ben makjang dizi sevmiyormuşum onu iyice anladım. Naif dizilerle gelin bana anacım.
** Bizimkiler de diziyi Sadakatsiz adıyla uyarlamışlar. 7 Ekim’de başlayacak diziyi dayanabilen izleyebilir.