Bazı erkeklere uzun saçlar, hatta örgüler çok yakışmıyor mu sizce de ? İşte bu dizide başrol oyuncusu Leo Wu dahil, onlardan pek çoğunu izleyebilirsiniz.
Bu üstteki delikanlılar Tang hanedanlığı devrinde bildiğiniz Göktürkler.Bölündüten sonraki Doğu kısmı. İşte başrol oyuncusu Leo Wu da bozkırda esas Han’ın evlatlık oğlu. İyi savaşçı, hanın gözbebeği falan da filan. Kızımızı ise aslen Uygur Türklerinden olan Dilraba Dilmurat ( Dilruba işte ) oynuyor. O da prenses, ama kendisini savaşçı yetiştiren çok sevdiği amcası tüm ailesini katlediyor, bir bu kalıyor aileden, tabii intikam peşine düşüyor. Erkek kılığında sözde ama o kadar ince hatlara sahip birinin kadın olduğunu anlamak için başrol erkeğin ille de göğüslerine dokunması gerekiyor. ( Porno değil merak etmeyin, kız vurulmuştu, çocuk oku çıkarmaya çalışıyordu. )
Dizinin bir de ikinci çifti var ki, onda da Leo’nun bir önceki postta anlattığım dizisindeki partneri Zhao Lusi oynuyor, o da Dilruba’nın kuzeni kırılgan prenses rolünde.
O da dizide önce birlikte büyüdüğü bir oppaya pardon gıgıya (ı ile a arası bi telaffuzu var, İngilizce Gege yazıyorlar.) aşıksa da sonra önceleri acımasız bir asker olan yine evlatlık bir askere aşık olur.
Bilenleriniz var mı bilmiyorum, ben su kabağından ülke figürleri filan yapıyorum. Hatta bununla ilgili ayrı bir IG sayfam da var, adı susaklikoy . İşte bu saç biçimi ile bir Çinli yapacağım, hatta o kafaya geçirilen şeyleri filan da hazırladım, bitince yine burada paylaşırım, saç da var elimde . 🙂
Neyse ne diyorduk, dizinin kalan bölümü entrika, kavga, taht mücadeleleri, aşk meşk geçip gitti. Arada yan rollerin başka aşk öyküleri de var. Ama tabii iki ana çifte daha çok odaklanıyorsunuz.
Ben iki arada bir derede Atypical family dizisini de bitirdim, bir dahaya onu yazacağım. Tabii elimde Leo Wu’nun başka bir dizisi ve Sh**ting Stars dizisi de var. Bu arada size hep uzak doğudan yazıyorum ama Bridgerton’dan tutun, Star Trek’e pek çok Batı dizisi de izliyorum ben. Çok çorba olmasın diye bu blogu Kore, Japon ve Çin dizilerine ayırdım. Ay hayatın dizi izlemekle mi geçiyor diyenlere de günümün en fazla iki ya da üç saati diyeyim. ( Günde dört, en fazla beş saat uyuyorum yıllardır. )
E son bir fotoğrafla kapatalım.