미친 아줌마 / DELİ AJUMMA

Kasıntılıktan Vazgeç, Kendini Aşka Bırak / Another Oh Hae Young

o1

Oldukça kalabalık bir grubun ilgiyle izlediği, her hafta bölümlerin ardından yorumlar yaptığı güzel mi güzel bir dizi daha sona erdi. Hepimiz dizinin başrol oyuncuları olan çifti, hatta yan karakterleri şimdiden özledik bile. Bilmem size öyle oluyor mu, ama ben bir dizi ya da film izlediğimde, ya da çok hoşuma giden bir kitap okuduğumda, kahramanlarını gerçekten yaşıyorlarmış gibi algılıyorum. Hele de başarılı bir film, dizi,  ya da kitapsa, bitirdiğimde o kişiler hala bıraktığım yerde hayatlarını yaşamaya devam ediyorlarmış gibi geliyor. Ne bileyim, kendimi It’s OK That’s Love’daki sevimli çiftin çocukları nasıl olmuştur acaba, ya da Descendants of the Love çifti evlenmiş midir, çocuk tehlikeli görevlerden birinde ölmüş müdür filan diye düşünürken yakalayabiliyorum. Bu dizinin karakterleri de kolay unutulur cinsten değildi diyerek başlayalım.

Başrolleri Shinhwa grubunun lideri Eric ve benim ilk kez izlediğim, ama çok beğendiğim Seo Hyun Jin oynuyor. Başlarda kıza şaşı bu galiba bile demiştim, ama sonra tuhaf bir çekiciliği olduğunu ve duyguları da çok iyi yansıttığını gördüm. Eric’e gelince aslında bence çirkin yakışıklı tabir edilenlerden, tipik Kore yakışıklılarından değil, ama erkeksi ve karizmatik.

İşte efendim bu sevimli çiftimiz bu aşamaya gelene kadar neler neler atlattı, izleyenler bilir. Daha önce Eric’i anlattığım Que Sera Sera ve Discovery of Romance – ‘da ki her ikisinde de başrolü Jung Yu Mi ile paylaşmıştı- söz ettiğim gibi kendisi biraz öküz, odun karakterlere can veriyor. Ne var ki dizilerin başında yansıttığı bu karakterden sıyrıldığı anda, pek güzel sevebilen, aşkını yansıtan her kadının yanında olmaya can attığı bir tip olup, tadından yenmez hale geliyor. Bu dizide de gelenek değişmedi.

Hikayeyi kabaca anlatacak olursak dizide biri güzel, öbürü çirkin demeyelim de sıradan iki Hae Young var. Güzel olanın etrafında çocuklar dönüyor, hayat ona güzel, çirkin olan ezikleniyor, o da tabii ki başrolümüz. Güzel olan Eric ile nişanlıymış, düğün günü onu terk etmiş. Bizim Hae Young’ımız da düğünden önce terk ediliyor, hem de nişanlısı ” Yemek yemenden nefret ediyorum” diyerek bırakıyor kızcağızı. Kız da bari seni benim terkettiğimi söyleyelim diyerek ayrılıyor. Biz bir süre kızın depresyonuyla birlikte Eric’in kızın vizyonlarını görmesini izliyoruz. Gördüğü vizyonlar gerçekleşiyor, kızla tanışıyorlar. Bu arada biz Eric’in kızın nişanlısını iflas ettirdiğini, adamın hapse düştüğünü ve bu intikamın da diğer Hae Young yüzünden alındığını anlıyoruz. Dizinin bir bölümünde Eric “Benim Hae Young’a attığım taş, diğer Hae Young’ı vurdu, kanadı kırıldı, uçsun, iyileşsin”  filan gibilerden de bir edebiyat yapmıştı ki, çok da doğruydu.

Güzel Hae Young da bir süre sonra kızın çalıştığı şirkete geldi ve ikinci kız olarak işin içine girdi, bence pek de güzel değildi ya hadi neyse 🙂

Eski nişanlı hapisten çıkarak ikinci erkek görevini ifa etti, o da kalıplı kıyafetli yakışıklı bir adamdı, başta olanı biteni itiraf edip nişanlısına güven duymaması başlıca hatası oldu, sonra çok ahlanıp vahlandı ama iş işten geçti. Bu arada 3 bölümde bir Eric’in ağzını burnunu dağıttı, o da suçluluk duygusundan dayağını yiyip oturdu.

Yakışıklı nişanlı, kıza yemek yemene dayanamıyorum dedi, bir de garsonun sözünü dinleyip, Allahın gerzeği.

Bu dizinin başarısı yan karakterlerin de çok iyi seçilip oynamasından ileri geliyordu. Bir de dizinin başından sonuna bu karakterler değişti, dönüştü  biz de bu dönüşümü izledik, benim hoşuma gitti doğrusu.

Kızın anne ve babası çok iyi oynuyordu. Anne bizim hemen her dizide gördüğümüz ajumma Kim Mi Kyung, yine çok iyi iş çıkarmıştı. Kızına kızıp, dövmeleri, ama başkası bir laf edince dayanamayıp onlara saldırmaları, onu korumaya çalışması, son bölümlerde anladığımız gibi kızını kendisine benzetip , kendi çektiklerini onun çekmemesini istemesinden kaynaklanıyordu. Ana kızın iletişimi öyle güzel yansıtılmıştı ki, yan rol değil, başrollerden biri  gibiydi Mi Kyung yine.

Kız aslında terk etmediğini terk edildiğini söylemiş, ailecek acı çekiyorlar.

Geliyor anne terliği , ay pardon tavası 🙂

Ay çocuk kaç kere eğildi annenin önünde bilmiyorum, baba da hep damada yardım etti. Anne dayanamayıp çocuğun pilavına et koydu filan, pek hoş sahnelerdi.

Sulugöz baba, o olmayaydı kaç kişi annenin elinde kalacaktı.

Çocuğun ise hayırsız ve parasını alıp duran erkek delisi bir anası, biyolojik bir ablası ve bir de kan bağı olmayan erkek kardeşi vardı, ki erkek kardeş kendisiyle seslendirme işinde, abla da kızın şirketinde yönetici olarak çalışıyordu.

Bu hayırsız anne çocuğun her parasını yiyişinde kafasına vuruvermek istedim.

Bu abla. Sevgilisi kendisini terk etmiş geceleri içip içip Fransızca konuşuyordu, tanınmasın diye de saçları bu halde.

Bu da Eric’in en yakın arkadaşı ile işi pişirdikten sonraki halleri.

Yönetici halleri pek sertti.

Burada pek düzgün ve masum.

Bu da diğer kardeş senarist olacağım diye kendisini yırttı.

Bu da çılgın sevgilisi. Kızı da Kara grubundan Heo Young Ji oynuyordu.

Abla Eric’in arkadaşından hamile kaldı. Eric’in çapkın avukat arkadaşını Kim Ji Suk oynuyordu ve benim gördüğüm en tatlı rolüydü. O şapşallıklar, o çaresizlikler, ama yumuşak yüreği filan, dizinin başındaki sorumsuz adam dizi sonunda sorumluluğunu aldı. Ama o süreç pek tatlıydı.

Kararsız Kasım 🙂

Bir de bir seslendirme stüdyosunda nasıl çalışıldığını gördük ki, epey bilgilendirici oldu. Stüdyoda çalışan arkadaşlarının Eric’e zor anlarında destek oluşları, ördek yavruları gibi bir arada dolaşmaları güzel ve akılda kalıcı sahnelerdi.

Annesi Oh Hae Young’ı evden attığında gidip çocuğun evinin yanına yerleşti. Komşu oldular. Zaten birbirlerini gerçekten tanımaları da o sırada başladı. İlk bölümlerde hoş sahneler vardı. Bir kere Eric yine ilk bölümden soyundu, söylemeden geçmeyelim.

Bu da moda oldu valla, ilk bölümden soy adamları

.

Duygu kabızı Eric  başlarda kızdan kaçıyordu. Sonra bir baktık, kıza sulanmaya kalkan adama kız yalnız değil havaları vermeler, kapıya ayakkabılarını koyup yalnız olduğunu elaleme ilan etme demeler, sonra iş aldı yürüdü.

Eric’in ( Park Do Kyung)’un gördüğü vizyonlardan biri ve en önemlisi kendisine araba çarpması ve yerde ölmek üzereyken düşündükleriydi, Hemen hemen her bölümde bize bu sahneyi gösterip tedirgin ettiler, öldü mü ölecek mi araba ne zaman çarpacak diye telef olduk resmen.

Do Kyung’un duygularını ifade etmeye başlamasıyla vizyonlar da değişime uğradı. Bu arada öpüşme sahneleri çok etkileyici ve ateşliydi. Çoğumuz bu ikiliyi shiplemeye başladık, ama sanırım Eric’in genç bir sevgilisi var oyuncu.

Kız dizinin başında uçup uçup Eric’e sarıldıydı, hoş bir sahneydi.

Bir an tereddütten sonra kollarını açtıydı 🙂

Sonra en bi ateşli ilk öpücük, yaşı uygun olmayanlar bakmasın, ayıp !

Ardından ne aradı ne sordu, o da ayrı mesele, illa odunluğunu gösterecek 🙂

Sonra başka güzel sahneler de oldu. Kavgalar edildi, ayrılındı, özlenildi, kavuşuldu, ayrılık acısından tuhaf şeyler yapıldı, hepsi çok güzeldi.

Kız ayrılınca acayip makyaj yapmıştı sinirinden.

Eve niye gelmiyorsun diyor, kız da beni merak et diye gelmiyorum dediydi 🙂 Özledim de geleyim demişti bir de 🙂

En etkileyici sahnelerden biri sana sarılamadığım için hasta oldum 🙂

Ve tabii bu sahneyi şöyle bir güzel sahne izledi 🙂

Şemsiye romantizmi de yaptılar :

Ardından da bu geldi :

Bu diş fırçalama sahneleri de klişeleşmeye başladı, bir yazı da buna mı yazsam 🙂

Pogoşipta 🙂

Adam dayak yemiş coolsun diyor 🙂

Ailecek 🙂

Allahtan yeni dizilerin ardı arkası kesilmiyor da, ve de çoğu da iyi çıktı da çok üzülmüyoruz. Bu arada OST o kadar güzel ki, her gün mutlaka dinliyorum. Çok iyi iş çıkarmışlar. Şarkılar mis.

Exit mobile version