Bu üstteki 90’larda hava durumu sunan Hülya Uğur’un klişeleşmiş kapanış sözüydü. “Aaa 90’lar mı amma yaşlıymışsınız.” demeyin, ben siyah beyaz TV zamanlarından meteorolog, hava durumu sunucusu, Ali Esin’i izleyerek büyüdüm. Beyaz saçları, güvenilir havası ile saygın bir sunucuydu. Hem de o zamanlar, tahminlerin hiç tutmadığı zamanlar. Şimdi yağmur yağacak deniyor yağıyor, fırtına diyorlar, çıkıyor. Ayrıca “ Tüm çiftçilerimize donsuz geceler dilerim.” cümlesiyle kendi başını yiyen meteoroloji uzmanını da anımsarım ki, bu gafı yüzünden çiftçileri sinirlendirmiş, TRT’den uzaklaştırılmıştı. Son zamanlarda karizmatik ses tonuyla Gökhan Abur da dikkat çekici bir meteorolog. Kırsala taşındığımızdan beri hava durumu bizim için daha önemli oldu. Kar yağıyor, sağanak oluyor, sis iniyor filan. E bahçe var, ekip biçiyoruz, orman kedileri var üşümemeleri lazım, önemli işler vesselam. O yüzden Güney Kore Meteoroloji Kurumu ile ilgili bu dizi de sırf bu yönü nedeniyle ilgimizi çekti yobo ile, sonuna kadar izledik.
Aslında başta ana çiftin uyumsuz olduğuna karar verip, daha neler filan diye cikciklemiştim twitterdan, ama izlemeye başlayınca Park Min Young ve Song Kang eşleşmesi çok gözüme batmadı. Tamam PMY Song Kang’tan her biçimde yaşlı gözüküyor, ama zaten dizi de nuna romans. Song Kang’tan küçük görünecek kadın başrol de çok fazla değildir sanırım. Çocuk 94 doğumlu sonuçta ve yaşından da küçük gösteriyor. ( Park Min Young 86 doğumlu ) Yobo diziyi izlerken “ Bu çocuk liseli gibi gözüküyor.” dedi durdu zaten.
Dizinin ikinci çifti ilk çiftin eski sevgilileri rolünü oynuyor. Yoon Park ve Girl’s Day’in Yura’sı yeni evli bir çift. Tabii her ikisi de ilklerini aldatmış. Yoon Park burada eziğin dibi ve insanı sinir eden bir eski nişanlı.. Başta insanı rahatsız etseler de bir süre sonra onların ilişkisi de ilgi çekiyor. O kısımları atlatmadan izledik. ( Hoş zaten yobo ile izlerken atlatma diye bir durum söz konusu olamıyor, beğenmezse hiç izlemiyor zatıalleri )
Meteorologların çalışma koşulları, tahminleri, iş ortamı, aileleri ve aileleri ile ilişkileri dizide en az aşk meşk kadar önemli. Ayrıca aşk ilişkileri de hep meteoroloji ile açıklanmaya çalışılmış. Hemen her sahnede havaya bir gönderme vardı yani. Bazıları zorlama gibi geldiyse de, bazıları cuk oturmuştu.
Park Min Young’ın annesini Kim Mi Kyung oynadı. Her Private Life’ta olduğu gibi. Biliyorsunuz Healer’da da birlikte oynamışlardı. Bu ajummayı çok seviyorum, benzer anne rolleri çıkarsa da.
Aslında Park Min Young da hep aynı kadını oynuyor. Talep mi bu yönde bilemiyorum, ama hep aynı tipi görmekten sıkıldım. PMY ile karşılaştırıldığında, daha az deneyimi olmasına rağmen Song Kang daha geniş yelpazede, farklı karakterleri oynadı. Geleceğinin de daha parlak olacağını görebiliyorum. Navillera ve Nevertheless dizilerinde izledim ben kendisini.
Bir de Kore’de ofis dedikodusu beni öldürecek. Aslında her ülkede var da, çok Kore dizisi izlediğimizden mi bize öyle geliyor bilemiyorum. Kurumda çalışan her tip ayrı komediydi.
Bir ara yurtta kalırken bilgisayar mühendisliği bölümü öğrencileriyle aynı odayı paylaşmıştım. Yoğun iş koşulları yüzünden “ Bilgisayar dulu” diye bir tabir vardı ve erkek kız arkadaşları uzun süreli olmuyordu. Bu meteoroloji işi de öyle sanırım Kore’de. Tayfunuydu, siklonuydu derken boşanan boşanana. Neyse eğer merak ediyorsanız izleyin diziyi derim. Song Kang hayranları zaten elleri mecbur izleyeceklerdir. Ama tema da ilginç geldi bana. Ne diyelim sonuçta “ Bizim havamız iyi olsun.” Değil mi ama 🙂