Ko Ha Neul, yani dizimizin öğretmen kahramanı üstteki karede şöyle diyor : Eğer nefretle bakarsanız her ot ayrık otudur, ama şefkatle, merhametle bakarsanız her kişi bir çiçektir.” Aslında öğretmen olmanın özeti de bu sanırım. Herkese iyilikle yaklaşmak, farklılıkları samimiyetle kabul etmek, ayrımcılık yapmamak, önyargılı olmamak. Kolay mı? Değil elbette, ama eğer insan yetiştiriyorsanız, insan yetiştirme amacıyla yola çıktıysanız, bu olması gereken. Üstelik elinizdeki malzeme öyle kırılgan, öyle farklı bir şey ki, sizin düşünmeden yaptığınız bir hareket, ya da söylediğiniz ufacık bir söz, o yüreklerde yıllarca sürecek travmalara yol açabiliyor. Çoğu kez “Yarım günlük iş, ne çok tatilleri var, havadan para alıyorlar !” diye eleştirilen o meslek mensupları çok ağır bir görev üstleniyorlar. Çoğu eve geldiğinde kafası bir dünya olmuş biçimde kendi çocuğuna gereken sabrı gösteremiyor, gürültüden etkilenip, en az iki üç saat okuyup yazamıyor. Okuldan eve iş taşıyor, bu ders hazırlama olabilir, ödev okuma olabilir, sınıf öğretmeni olanların sınıf öğrencileri için hazırladığı raporlar olabilir, ama hep bir şeyler çıkıyor inanın. 13 yılını öğretmen olarak geçirmiş biri olarak size “Davulun sesi uzaktan hoş gelir.” diyebilirim.
Ben okuldan mezun olduktan sonra farklı işler yaptım. Merak edenlere kişisel blogumdaki şu yazıyı önereyim hemen. Orada hemen her şey yazıyor. Öğretmenlikten emekli oldum. Benim mesleğe başladığım dönemde de öğretmen olmak, atanmak çok kolay değildi, ama günümüzdeki kadar da zor değildi. Sözleşmeli öğretmen olayı ayyuka çıkmamıştı. Yine de ben o dönem iki kez istifa edip yeniden başlamak zorunda kaldım, anlatsam roman olur denilen olaylar yüzünden. Bu dizide de Güney Kore’de kadrolu öğretmen olmanın zorlukları, özel okulda çalışmanın , sözleşmeli öğretmen olmanın dezavantajları ve üniversite giriş sınavından etkilenen son sınıf öğrencilerinin durumları anlatılıyor.
Seo Hyun Jin’i ilk kez Another Oh Hae Young dizisinde tanıdım ve sevdim. Dizi hala en sevdiğim romantik dizilerdendir. Ama Ra Mi Ran benim için bir diziyi iyi kılan en büyük etkenlerden. Şimdiye kadar onun yer aldığı herhangi bir projenin aksadığını görmedim çünkü. Oyunculuğunu da çok severim. Soldan ikinci biyoloji öğretmeni ahjussi pek çok film dizide rastladığımız deneyimli, sevimli oyuncu Lee Chang Hoon. En sağdaki yakışıklı ise Ha Joon. Hepsi beraber özel bir lisenin üniversite rehberlik bölümünü oluşturuyorlar. Diğer üç öğretmen Korece branşından. Ra Mi Ran bölüm başkanı ve kendisini “ Lisenin Merkezi” olarak tanımlıyor, lisenin delisi de diyebiliriz tabii.
Ko Ha Neul, Ko Sky öğretmen travmatik bir geçmişi olan bir öğretmen adayıdır. Lisedeyken çok sevdiği öğretmeni onu bir trafik kazasından kurtarırken hayatını kaybetmiştir. Öğretmeni sözleşmeli olduğu için hiç bir haktan da yararlanamamıştır ailesi. Yıllar sonra Ko ha Neul da devlet sınavını geçemeyip, ( Bizim KPSS ) özel bir liseye başvurur ve sözleşmeli öğretmen olarak işe alınır. Şanssızlık burada da peşini bırakmayacaktır, çünkü dayısı okulda Öğrenci İşleri Müdürü olarak çalışmaktadır, torpil yapmamış olduğu halde okula torpille girdiğine dair söylenti yayılır ve herkes kendisine kötü davranmaya başlar. Burada dizinin adı devreye giriyor. Kara Köpek. Bilindiği gibi kara köpekler ( aynı kara kediler gibi ) en tercih edilmeyen ve ölüme de en çok gönderilen köpeklerdir. Kırk yılın başında biri kendilerini severse sevindirik olurlar ve acaba “ Benden ne istiyor, bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü? “ diye düşünürler. İşte Ra Mi Ran kısa sürede öğretmen adayının bir suçu olmadığını anlayıp , onu, bu kara köpeği kanatları altına alır.
Biz Ko Ha Neul’ın uyum sürecini izlerken okul dinamiklerinden de haberdar oluruz. Rehberlik Bölümü ile rakip olan ( ve aslında hiç olmaması gereken ) Üçüncü sınıflar bölümü, Ders Dışı Faaliyetler Bölümü, sonradan iyi öğrencileri ayırmak için kurulan Icarus Kulübü ve veliler ile öğrenciler arasındaki her türlü iletişim ve iletişimsizlik dizide yansıtılır. Tabii öğretmenler arasındaki ilişkiler, yönetici sınıfın öğretmenler ve veliler, öğrencilerle ilişkileri de söz konusu olur. Dizide romantizm var mı ? Hayır, yok! Ama zaten her dizide romantizm olması gerekir diye de bir kural yok. Tam tersine bu dizide romantizm olsaydı, dizinin düzeni bozulurdu bence. Ama arkadaşlık var, dayanışma var, düşmanlık ve kıskançlık var, rekabet var.
Dizide öğretmenlerin sorunları kadar öğrencilerin karşılaştığı sorunlar da çok iyi yansıtılmış. Çoğumuz zaten kendi sistemimizden bunları biliyoruz. Benzer bir sistem de Güney Kore’de var. Üniversiteye giriş koşulları aynı olmasa da rekabet aynı. Parası olanın düdüğü çaldığı sistem de aynı.
Konu eğitim ile ilgili olduğu için beni doğrudan cezbetti. Ama oyunculukların ve senaryonun da iyi olması diziyi izlememizde itici unsurdu. ( Yobo ile birlikte izledik bunu da )
Evimde bir, bahçemde beş altı tane kara kedi besliyorum. Bana şans getiriyorlar bence. Okuldayken de “Black Dog “ öğrencileri hep korumaya çalışırdım. Aslında bakmasını bilirseniz her öğrenci kendi içinde özel, hepsini öne çıkaracak bir yön bulabilirsiniz. Bir de son söz, sevgi olmaksızın öğretmenlik yapılacak bir meslek değil. Her meslek öyle, ama doğrudan insanla ilgilenen meslekler daha çok öyle. Dizi izlenmeli, üzerinde düşünecek çok şey veriyor insana.