
Diziyi bitireli çok oldu tabii. Ama ülke gündemi insana lay lay lom konularda yazmaya, çizmeye izin vermiyor ki ! Daha doğrusu insanın içi elvermiyor, yoksa yazılır da çizilr de ne olacak. Öte yandan bir ajumma olarak gündemin çiçek gibi olduğu bir dönem de hiç hatırlamıyorum. Hayatımız harala gürele, ona kız, buna üzül, geçip gitti açıkçası. Yine de yaşamı dürüstçe, cesurca yaşamaya devam.
Bu dizi bana neredeyse Reply 1988’deki hazzı verdi. Aynı naiflik, aynı güzellik. Yobo ile birlikte izledik, dört bölüm olarak her hafta, merakla, heyecanla bekledik. Çoğu sahnede gözlerimiz yaşardı, ne güzel yazmışlar, çekmişler, oynamışlar dedik, pek mutlu olduk.
Dizi 1950’lerde Jeju adasında doğan Gwan Sik ve Ae Sun’un öyküsünü anlatıyor. Dizinin asıl adı aslında bir Jeju deyiminden -ki çok çalıştın anlamına geliyormuş- alınmış. Ama Netflix’te oynadığından, İngilizce konuşan izleyiciler için adı “When life gives you tangerines “olmuş. ( Hayat sana ekşi şeyler verir genelde, limon verirse limonata yap Pollyannacılığı yani, limonun mandalina olması ise adanın ünlü mandalinalarından geliyor ) Gerçek hayattan alındığı söyleniyorsa da çok bire bir değil sanırım, ama sahneler gerçekten de gerçek, hissettirdiği duygular hep hayatın taa içinden alınma, izleyen herkes bir parçasında kendisini, kendi hayatından parçaları, duyguları bulacaktır. Dizi1950’lerde başlıyor ama zamanda ilerleyip, bazen geri dönmeler, bazen de ileri atlamalarla Kore’nin pek çok önemli olayına da parmak basıyor. Dizinin başarısında oyuncuların da rolü büyük tabii.
IU dizide hem 1950’lerde doğan yetim kız Ae Sun’u ki annesi dalgıçtır- (hanyo) hem de Ae Sun’un kızını oynuyor. Park Bo Gum Gwan Sik’in gençliğini oynamış. Gwan Sik’in yetişkinliğini oynayan Park Hae Joon da çok başarılı olduğu halde Park Bo Gum’un sahneleri keşke çok daha fazla olsaydı diye hayıflananlardanım ben de. İkilinin çocukluklarını oynayan oyuncular da çok başarılı.
Jeju’nun kadın dalgıçları hanyoları oynayan ajummalar
Yeom Hye Ran Ae Sun’un annesini oynamış, her rolünde olduğu gibi burada da özel bir oyunculuk sergilemişti.
Ae Sun şiir yazan, yoksul olmasına ve başlarda babasının ölümünden sonra yeniden evlenen annesinin yanında bile kalamayan , amcasının yanında iteklenip kakalanan bir kız olmasına rağmen, üniversitede okumak isteyen , büyük hayalleri olan bir kızdır. Ama hayat onu bambaşka yerlere götüre3cektir. Bu süreçte her zaman Gwan Sik vardır yanında. Kaçarlar, evlenirler, Gwan Sik’in ailesi de istemez kızcağızı, ama Gwan Sik dimdik ayakta durur, karısını ezdirmez, çoluğuna çocuğuna kanat gerer. Başlarına acı olaylar da gelir, mutluları da. Çocuklar da yetiştirirler, çocuk da kaybederler, ama hep birbirlerine dayanırlar.
IU dizide üç ayrı erkekle partner. Ae Sun olarak eşi Park Bo Gum. Kızını oynadığında ise önce sevgilisi Jun, ( Lee Jun Young , eski U-Kiss üyesi ) ama cadı annesi yüzünden evlenemiyorlar. Anneyi oynayan başarılı oyuncu da dizinin başarısını göremeden 53 yaşında vefat etmiş maalesef. (Kang Myung Joo )
Sonra Kim Seon Ho da misafir oyuncu olacak dediler. Nete girip aratmasam oynayanın Kim Seon Ho olduğunu anlamam mümkün olmayacaktı. Sonra norman tipine döndü, ama başta o ne ilginç fizikti öyle!
Şimdi diziden örnekler vereyim diye düşündüm, ama her bir sahne birbirinden özel. İlk aklıma gelen sahne Bo Gum’un gemiden atlama sahnesi oldu nedense. Daha fazla yazmayayım, siz mutlaka izleyin, Kore dizisi sevseniz de sevmeseniz de pişman olmayacaksınız.