Yine zamanda geri dönüşlü, sıcacık bir fantastik dizi oynadı, bitti. Zaman yolculuklu dizilerin en favori dizilerim olduğunu sanırım daha önce aynı tarz dizileri anlatırken bir kaç kez söylemiştim. Kyung Ho’yu Prison Playbook‘ta yeni izlemiştik. Bu diziyi de eşimle birlikte merak ve ilgiyle izledik.
OCN kanalında 16 bölüm olarak oynayıp, biten Life on Mars 2006/7 yılları arasında İngiltere’de oynayan aynı adlı dizinin Kore versiyonu. Dizinin 2008/9 yılları arasında bir de Amerikan versiyonu çekilmiş. 2012’de Rus, 2017 yılında da Çek versiyonunun yapıldığını ekleyelim. Dizi adı ise David Bowie’nin 1973 yapımı Life On Mars şarkısına dayanıyor.
Han Tae Joo insanlardan çok delillere güvenen günümüz devri dedektifi.Bir seri katil olayının peşindeyken, eski sevgilisi olan savcıyı kurtarma aşamasında katil tarafından vurulur, o yetmezmiş gib bir de araba çarpar ve komaya girer. Komadayken 1988 yılında uyanır. Reply 1988‘in o sımsıcak ortamını bu kez bu dizide görürüz. Han Tae Joo kendi çocukluğunun anne ve babasının olduğu bir yerdeki polis karakolunda o zamanın koşullarıyla polislik yapmakta olan sevimli bir grubun ekip arkadaşı olur.
Başta Seoul’den atanan bu soğuk ve kendini beğenmiş gördükleri komisere gıcık olan ekip, sonradan can ciğer kuzu sarması olacaktır. Günümüzdeki seri katil olayının başlangıcını da burada görecek, geri dönmek için bu davayı çözmesi gerektiğini düşünecektir dedektifimiz.Bu arada komada olduğunu yansıtan sesler duyarız 2018 yılından, doktoru, annesi, eski nişanlısı, çeşitli yollardan ( Radyo, Tv vs ) ona ulaşmaya çalışmaktadır. Komiserimiz yavaş yavaş 1988 hayatına uyum sağlamaya başlar.
Minik ve büyük Han Tae Joo
Atandığı karakolun başkomiseri dünyalar tatlısı adam Kang Dong Chul’u , Park Sung Woong oynadı. Ben kendisini çok severim. Man on High Heels, Office, The Deal, A Violent Prosecutor, Bridal Mask, Squad 38′de izledim kendisini. A million Sky Falling from the Sky’da ( Kimura Takuya’nın aynı adlı dizisinden yeniden yapım, Seo In Guk ve Jung So Min’in başrolünü oynayacağı dizi ) komiseri oynayacağını öğrenince inanın çok sevindim.
Dedektifimizin eski nişanlısını Le Jun Ki’nin ex’i, hiç de hoşlanmadığım Jeon Hye Bin oynarken kadın başrollerden en önemlisini Ko Ah Sung oynadı.
Eski sevgili “Niye senden hoşlandımdı biliyor musun ?”diye sorarken 🙂
Yakışıklı, zeki ve yetenekli olduğum için mi ? diye cevap veriyor
Ko Ah Sung’u en son Office filmindeki manyak kız rolüyle izlediğimiz için eşim de ben de bir irkildik. Orada da Park Sung Woong ile birlikteydi. Ama bu dizideki rolüne bayıldım. 1988’lerin kadın polisi rolüyle, “profiler”‘lar henüz bilinmezken onların rolünü üstlenen, karakolda erkek polislere kahve yapmaktan başka işi yokmuş gibi görünürken, alttan alta herkese her şekilde yardım eden , narin, ama kodumu oturtmayı da bilen şaşırtıcı kişiliğiyle hepimizin gönlünü çeldi.
Karakolun kadrosunda dünyanın en pislik heriflerini en iyi biçimde canlandıran Oh Dae Hwan da vardı.
Dizinin bromans yanı da kuvvetliydi.
Diziyi Han Tae Joo uyanacak mı, ne zaman uyanacak, uyanınca ne olacak, buradaki kişilerin yaşlılıklarını görecek miyiz , Han Tae Joo aslında komada mı ölü mü, 2018’e giderse 1988’e bir daha dönebilecek mi , peki hangi kıza yar olacak, aslında ikisi de çok güzel değil ama 1988’deki daha sevimli filan gibi bir yığın düşünceyle izledik. Son bölümde batırmaları çok büyük olasılıktı. İngiliz versiyonu sonu da olmayabilirdi, zaten uyarlamalarda pek çok değişiklikler oluyor. Ama sonlar aynı oldu. İkinci sezon olur, bir kesinlik yok filan diye düşünenlere, bu son derim ben. Bence olabilecek en güzel sondu. Vermek istedikleri mesaj da çok netti : ” Gülümseyerek yaşadığın yer, gerçekliğindir.”
