demiş Paul Eluard, Aydınlık adlı şiirinde. Hadi merak edenlere şiirin tamamını da yazayım. A Kadir çevirisiyle :
AYDINLIK Hiçbir vakit tam karanlık değil gece. Kendimde denemişim ben, Kulak ver, dinle. Her acının sonunda açık bir pencere vardır, Aydınlık bir pencere. Hayal edilecek bir şey vardır, Yerine getirilecek bir istek, Doyurulacak açlık, Cömert bir yürek, Uzanmış açık bir el, Canlı canlı bakan gözler vardır. Bir yaşam vardır yaşam Bölüşülmeye hazır. 50 Bölümlük aile dizisi Once Again'i başladığı haftadan itibaren izlemediysem de 20 bölümden sonra başlayıp, hemen günceli yakaladım. Dün de son bölümü bitirdik yobo ile, yüzümüzde bir gülümseme. Çünkü her karanlığın ardından gelen aydınlık, o açık pencere, dizinin sonunda içimizi ısıttı ikimizin de. Dizinin senaristi Yang Hee Seung, Familiar Wife, Weightlifting Fairy Kim Bok Joo, Oh My Ghost gibi dizilerin de senaristi. Yönetmen Lee Jae Sang ise My Father is Strange,Dal Ja's Spring, Lovers of Music dizilerini yönetmiş izlediklerim içinden. Bu sonuncusu, diğer adı Trot Lovers olan dizi, onu da izledim ama yazmamışım nedense. Bir ara yazayım bari.
Efendim hikaye bir semt pazarında kızarmış tavuk satan anne ve babanın çocukları ve yakın çevresi etrafında dönüyor. Annenin bekar kız kardeşi de onlarla çalışmaktadır. Ailenin büyük oğlu boşanmıştır, iki kızı anneleriyle kalmaktadır. Anne buna üzülüp dururken ikinci kızı da kocası aldattığı için ayrılıp tek oğluyla baba evine döner. Kore toplumunda bu ebeveynin başarısızlığı sayıldığından pazarda herkes anneye acımakta ve laf sokmaktadırlar. Ama kadıncağızın başına gelenler bitmeyecektir. En küçük kızı evlendiği gün ayrılır, bu da yetmiyormuş gibi en çok övündüğü çocuk doktoru kızı ki damat da doktordur, ayrılırlar. Bu kez aileye söylemeye de yüzleri yoktur. Boşandıkları halde ayrılmamış gibi aynı evde yaşamaya devam ederler, her şey ortaya çıkana kadar tabii.
Tabii babanın kayıp kız kardeşi, pazarda olan biten, tüm çocukların travmaları, başlarına gelenler, yeni insanlarla tanışmaları ve yeni aşklara yelken açmaları, ya da eski aşklarına geri dönmeleri oluşturuyor dizi konusunu. Yoksa bu anlattıklarım zaten dizinin ilk üç bölümüne ait , hemen yine spoiler yedik demeyin. Tüm bunlar olup bittikten sonra başlıyor dizi zaten.
Anne ve babayı zaten en tecrübeli oyuncular oynuyor. Çocuklar da Allah için rol yapabilen oyuncular içinden seçilmiş. O yüzden hiç gözüme batan olmadı, tam tersine hepsini de gayet zevkle izledim. Lee Min Jung benim Cunning Single Lady ile tanıyıp, All about my Romance ile sevmeye devam ettiğim, Big’de ve Fates and Furies’te izlediğim kadın oyuncu. Ailenin doktor kızı olarak Lee Sang Yeob ile partnerdi. Lee Sang Yeob’u ise en son Love Affairs in the Afternoon dizisinde izlemiştim.
Lee Sang Yeob’un erkek kardeşi ve küçük kızın partnerini Lee Sang Yi oynadı. Ben kendisini pek izlememişim , aman ne sevimli bir çocukmuş. Sesi de güzel muhteremin. Hah hah hah diye de çok komik bir gülüşü var. Gerçek gülüşü mğdğür, rol müdür bilmem ama , o her güldüğünde ben de güldüm. Küçük kızı ise Lee Cho Hee oynadı. Ben kendisini hiç bir diziden anımsamıyorum. Temperature of Love’da ve Lucky Romance’da varmış oysa, hiç hatırlayamadım rolünü. Ama bu rolünden sonra onu da unutacağımı sanmıyorum.
Ailenin en havalı kızı büyük ablasını Oh Yoon Ah oynadı. Onu her görüşümde bu anne ve babadan bu kız çıkmaz, bu boy bu pos , bu güzellik dedim. O da nuna olarak yakışıklı judocuyu kaptı sonunda.
Pek çok dizide ve Parasite filminde izlediğimiz Lee Jung Eun bu dizide de kimbabçı teyze rolünde, ailenin babasının kayıp kız kardeşi olarak rol çaldı. İyi oyuncu olunca böyle. Ne rol verilirse verilsin, aradan sıyrılıp kendinizi göstermenin bir yolunu bulursunuz. Hoş ajummanın rolü de önemli roldü, kıytırıktan bir rol değildi. Ben kendisini yine çok büyük bir zevkle izledim, döktürdü resmen.
Ailenin ağabeyi ve dublör arkadaşları da dizinin komedi yanını güçlendirdiler. Ağabeyin ailesi de çok sevilesiydi.
Çocuk doktoru Lee Sang Yeob ve Çocuk diş hekimi Lee Sang Yi’nin annelerini de deneyimli oyuncu Kim Bo Yeon oynuyordu. Lee Sang Yi’nin anne baskısından kurtulmak için Türkiye’de diş hekimliği yapmaya gitmiş olması ve diş alanında Türkiye’nin iyi olduğunun vurgulanması da ilgimizi çekti. E yalan da değil.
Böyle hoşuma giden bir dizi izleyince, kahramanlarının bir yerlerde yaşadıklarını ve hayatlarına devam ettiklerini düşünmek hoşuma gidiyor. Sadece bundan sonrasını ben bilmiyorum diyorum. Keşke başka gelişmeleri de izleyebilseydim diye düşünüyorum. Hepsinin oyun olduğunu bile bile , sahiymiş gibi düşünmek hoşuma gidiyor. Travmalar, hayal kırıklıkları, acılarla başlayan dizi sonunda tüm kahramanlarının aşkı bulmasıyla sona erdi. Bir de böyle mutlu sonlu diziler izlediğinize pişman etmiyor insanı. Hadi siz de izleyin. 50 bölüm su gibi akıyor, pişman olmazsınız.
Dizi müziğinden Lee Sang Yi’nin söylediği parça ve tüm albüm.