Kırık bir aşk hikayesi, A Man and a Woman

Gong Yoo’nun bu filmini merakla bekliyordum. Adamcağız çok sık dizi de çevirmediğinden bari filmlerde görüp de hasret giderelim diyoruz. Nihayet geçtiğimiz hafta izledim filmi.

Tabii filmin aynı adlı klasik filmi anımsatmaması olanaksız. 1966 yapımı bu Fransız filmi film müziğiyle de çok ünlüdür. Filmde  çocuklarının okullarında karşılaşan dul bir kadınla erkeğin aşk öyküsünü anlatır. Kadın aslında kocasını unutamamıştır. Bir fikir edinmek isteyenler için hemen bir video koyalım, müziği de anımsayanlar olacaktır. Bu arada Bir kadın ve bir erkek 20 yıl sonra diye de bir film çevrilmiş bunun ardından. ben ilkini izledim, ama ikincisini izlemedim, bir baksam iyi olacak.

Bizim filmimize gelince çift dul değil, evliler. Dolayısıyla “Aman Allahım zina! ” diyecekler şimdiden vazgeçsinler. Film içinde 2-3 yerde adult sahne de var, onu da söyleyelim, büyüklerinizle izleyip utanmayın.

Gong Yoo’ya filmde eşlik eden kadın oyuncu Jeon Do Yeon. Gong Yoo ‘dan 6 yaş büyük baya bir nuna yani. üstelik Allah affetsin, bence çirkin de yahu. nerden bulmuşlar bu kadını ? Baktım ben ne bir dizisini ne de bir filmini izlemişim. Kadın iyi oyuncu, pek çok ödülü filan var, tamam da, bir de göz zevki diye bir şey var. Gitti gül gibi Gong Yoo diye ağlayasım var 🙂 Şaka bir yana kadına bukalemun diyorlarmış farklı skalada roller canlandırdığı için, aynı bizim Shin ha Kyun gibi. Onu da pek çok kişi yakışıklı bulmaz ama garip bir cazibesi vardır.

Aynı bizim klasik film gibi bu çift de Finlandiya’da çocuklarını getirdikleri kampta karşılaşırlar. Bu sorunlu çocukların katıldığı bir kamptır. Adam Finlandiya’da çalışan bir mimardır, kadın da bir moda firmasının müdürüdür, ama ne diye cehennemin dibine getirmiş oğlunu bilmiyorum. Neyse işte tanışma, konuşma filan derken bir saunada işi pişirirler. Öyle ki ertesi sabah birbirlerinin ismini bile bilmediklerini fark ederler.

İkinci buluşmaları Kore’de olacaktır. Beyimiz hatunu pek beğenmiş olmalı ki, iş yerinin önünde biter.

Çiftin birbirleriyle olan ilişkileri yanı sıra kendi eşleri ve çevreleriyle olan ilişkilerini ve mutsuzluklarının nedenini de görürüz.

Birlikte olmak isterler, ama ayaklarından zincirlenmiş gibidirler. Bazen yalnızca aşk yetmez. Hüzünlü, kırık dökük bir aşk öyküsü yaşarlar.

Film güzel yerlerde çekilmişti. Yıllar önce gittiğim Tampere adını filmde duymak hoşuma gitti. Gong Yoo’yu beklenmedik rollerde görmeyi seviyorum. Zombilerden hiç hoşlanmamama rağmen Train to Busan filmini de izleyeceğim sanırım. Gelecek dizisinin fantastik olması da benim için bir artı değil, ama Lee Dong wook ile paslaşmalarını merakla bekliyorum. Övüp övüp Kim Go Eun ile dizi çekmesine de şapka çıkartıyorum, kız da ne şanslı kicibeymiş!

Son söz filmin yönetmeni Lee Yoon Ki’nin duygusal açıdan zengin, aksiyondan çok kişilerin ruh halini irdeleyen filmler yaptığını düşünüyorum. İzlediğim diğer bir filmi için şuraya bakabilirsiniz.

İşte trailer, Gong Yoo severler izleyin 🙂