Sevimli Köpek Yavrusu / Shopping King Louis

 

Seo In Guk’u 38 Task Force‘da izleyeli çok olmamıştı ki, Yoon Sang Hyun ile birlikte Shopping King Louis’de oynayacağını öğrenip sevindim. Seo In Guk sevenlerdenim çünkü. Daha önce Reply 1997, I remember you ve 38 Task Force’da izledim zatıalilerini. Yoon Sang Hyun da favorilerimden. Başrol kızı ise bir kaç dizi ve filmde gördüğümü izlemeye başladıktan sonra fark ettim. Shopping King Louis’i bu hafta sonu bitirdim, peki nasıldı ?

Önce konudan biraz söz edeyim, varsa tabii. Louis marka ve alışveriş tutkunu, ebeveynini küçükken kaybetmiş, bir büyükannesi olan, kahyası ile Fransa’da yaşayan, çocuk gibi bir chaeboldür.. Başrol kızımız da yine benzer biçimde büyükannesi ile yaşayan, ailesi küçükken ölmüş, bir erkek kardeşi olan köylü bir kız. Dizinin başında o kadar esmer bir kızdı ki, bir Kore dizisinde ilk kez bu kadar esmer bir kız gördüm demiştim kendi kendime. O dişler de arap kızlarındaki gibi bembeyaz parlıyor.

Sang Hyun ise In Guk’un Seoul’deki şirketinde müdür, antika bir tip. Giyim kuşam köpeklere ziyafet, hele o sakil gözlükler.

Kahya rolündeki Eom Hyo Seop epeyce rol çaldı :

Büyükanne her dizinin büyükannesi Kim Young Ok tabii ki :

Yan rollerde de yine deneyimli oyuncular var. Özellikle Seo In Guk’un yakın arkadaşı rolünde , Task Force’da da kötü adamı oynayıp, herkesin sevdiği Oh Dae Hwan vardı :

İşte efendim Louis büyükannesi hastalanınca Kore’ye döner. Ama şirketi ele geçirmek isteyen ahjussi bir trafik kazası düzenler. Louis öldü sanırlar, ama hafızasını kaybetmiş, sefil bir halde sokaklarda yatmaktadır. Kızımız Bok Şil ( Hepimiz bu ne biçim ad yahu dedik tabii 🙂 ile karşılaşır, Louis’i nin üzerinde Bok Nam ( Bok Şil in erkek kardeşi ) ın eşofmanı vardır. Bok Şil kardeşini bulmak adına Louis ile yaşamaya başlar.  Kötü ahjussi şu :

 

Kızımız Bok Şil parasını çaldırdığında Sang Hyun ile de karşılaşıp tanışmıştır. Bir süre sonra şirkette çalışmaya başlar. Ondan sonra pek çok komik sahne izleriz. Dizinin detektifini pek çoğumuz yakışıklı bulduk :

Konu özetle buydu. Peki dizinin çekici olan yanı neydi ? Tabii ki köpek yavrusu Seo In Guk’un halleri, mimikleri, başrol ikilinin masumluğu o kadar. Sang Hyun ikinci erkek olarak yaşlı kalmıştı, ve bence bu rolde biraz yazık olmuştu kendisine. Bir süre sonra çiftin sevgisini anlayıp, ki o aydınlanma anı çok iyi bir sahneydi bence, abi gibi davranmaya başladı.

Louis’nin böcekten korkmaları, acıkmaları, alışverişleri, aşık olması her an eğlenceliydi :

 

 

 

 

 

 

Bu arada ikinci öpücük mü neydi, merdivenlere kırmızı halı serdiği, kimliği açığa çıkmış artık Louis’nin, işte o beş saat sürmüş. Beş saatte ne yaptılarsa artık 🙂 Kız oppa bana öğretti demiş. Ya kız kalın kafalıydı, ya da Seo In Guk iyice öğrensin diye çok uğraştı bilemiyoruz artık 🙂 Ay hadi oppana gel öpücüğünü de  verelim bari :

Ben en çok son sahnedeki çocukken tanışıyor olmak sahnesini beğendim. Ondan önce beğendiğim tüm sahneler de sanırım Seo In Guk’un komik sahneleriydi. Haa bir de arkadaşı Jo In Sung’un ( Dizideki adı ) yumruğunu ağzına soka soka ağlama sahnesiydi ki, Jo In Sung’un What happened in Bali dizisine göndermeydi- çok komikti.

 

Sonuç olarak Seo In Guk severlerin izleyebileceği bir dizi. Ama Hem Seo hem de Sang Hyun çok daha iyi senaryoları hak eden iki oyuncu, bi daha böyle olmasın 🙂