Niye buralardayız sorunsalı yanısıra terapistten daha sağduyulu falcı, Madame Antoine

1

Son günlerde yaşadığımıza utanır olduğumuz günler yaşıyoruz. Buna rağmen bir süre sonra olanlar unutulmasa da derinlere bir yerlere itiliyor, dizilerimize, kitaplarımıza, iş hayatına,çocukların ödevlerine, yemek yapmaya, sınavlara  filan dönüyoruz. Hayat akıyor çünkü, kafamızın bir yerinde parçalanmış insanlar olsa da, iç çeke çeke kendi dünyamıza geri dönüyoruz.

Olan bitenleri daha ciddi blogumda yazmaya, buraya çok da bir şey taşımamaya karar verdim. Twitter hesabımdaki  takipçi listeme baktığımda da gördüğüm şu ki,  Ji Sung’un Kill me Heal Me’de yedi parçaya ayrılması gibi çoğumuzun takma isimlerle stres atmaya, içindeki fangirlü ifade etmeye yönelik farklı kişilikleri var. Üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencisi de, vizelere çalışan genç , iki çocuğu olan anne de, okulda akademisyen, mahkemede avukat, hastanede hemşire, doktor olan da bir bakıyorsunuz burada “Oppa da çok yakışıklı maşallah” deyip, dizisinin oynayacağı zamanı bekleyen, biasının konser ve havaalanı fotoğraflarını gözleyen birine dönüşmüş. Burada lay lay lom yapan pek çoğumuzun gerçek hayatta- O da neyse – ciddi, hatta bu yönünün bilinmesinden pek de hoşlanmayacak tipler olduğu seziliyor. Aramızda “Aman bana ne elalemden!” diyen deliler de çok, hele insan benim gibi ajumma olmuşsa insanların sözlerine daha az takılır oluyor. Bazen DM’den konuştuğunuzda o dalga geçen tiplerin çok da ayakları yere basan kişiliklerini görüp, şaşırıyorsunuz.  Sonuç olarak böyle ortamlar olması, gerçek hayatın stresini azaltmaya yardımcı oluyor bence. Çoğumuzun Kdramalara kaçmasının nedeni, biraz da kafa boşaltmak değil mi ?

Madame Antoine’a gelirsek, eş zamanlı izledim ve bitti. Arkasından şöyle bir düşününce tekrar açıp seyretmek isteyeceğim bir dizi değildi diyorum. Kötü müydü, hayır, yarım filan da bırakmadım. Ama geri dönmek isteyeceğim bir sahne de hatırlamadım. Ben bazen bazı dizilerin bazı sahnelerine takılıyorum. Örneğin, Secret Garden’da  Hyun Bin’in yatakta kızı kıstırıp tekerleme söylemesi sahnesi, Hotel King’de Lee Dong Wook’un henüz kızın kardeşi olduğunu sandığı anda, ağlayarak  ” Asıl seni sevmesem ölürüm.” dediği sahne”, It’s OK That’s Love’da son bölümde Jo In Sung’un elinde gebelik testi gururla bahçeye çıktığı sahne, Kill Me Heal Me’de kızın kendisini sevdiğini itiraf ettiği videoyu seyredip ağlamaya başladığı  sahnesi, Healer’da çocuğun kızı evden kışkışlamaya çalıştığı, sonrasında kızın “Bunu yaparsan hayatın boyunca pişman olursun.” dediği sahne ve sonrası, That Winter the Wind Blows’ta In Sung’un sokakta ağlama sahnesi, “Ben adi herifin tekiyim, kızı kendime aşık ettim deyip, ”  masada ağlaması ve yaptıkları için özür dileyip, kızın yanında ağlaması- galiba bu ağlama sahnelerinde tam bir sapık gibi oluyorum-  Beloved Eun Dong’ da da Joo Jin Mo’nun kızla tekrar karşılaştığı sevdiğim sahnesi de  ağlama içeriyordu çünkü. Şimdi neşeli bir sahne sevmiyor muyum acaba, diye düşündüm. Aklıma Biscuit Teacher Star Candy’de Gong Hyo Jin’in Gong Yoo’ya aşkını itiraf etme sahnesi geldi. Çocuk ( Ne de çocuk ya, Gong Yoo liseliyi oynuyordu eşek kadar herif ) nasıl mutlu oluyordu yavrum. İşte bu ve daha saymadığım nice sahne var tabii, ara ara izlediğim diziler haricinde açıp bu sahneleri izliyorum ben, itiraf edeyim. Ama Madame Antoine’ı açıp herhangi bir sahnesini izlemeyeceğim sanırım.

Aslında başladığında Sung Joon ve 2AM’den Jinwoon var diye çok sevinmiştim. İkisini de çok severim çünkü. Han Ye Seul ise buradaki rolüne uyuyordu. Hoş şöyle de bir şey var. Sung Joon bildiğiniz gibi yaşından biraz büyük gösteren bir oyuncu. Aslında 1990 doğumlu. Burada 36 yaşında bir terapisti oynuyor, o yüzden de çocuğa hep ciddi giysiler giydirmişler. Ama Han Ye Seul yine de yanında ablası gibi kalıyordu. Tabii bu benim düşüncem. Belki çok yakıştıran da olmuştur. Bu dizideki tüm erkekler hep kendilerinden büyük partnerlerle oynadı. Bir tanesi haricinde;  esas kızın kardeşini oynayan kızla nerd çocuk, diğerleri pek uyumlu gelmedi bana. Hele de Jinwoon. Kendisinden 38 yaş büyük birinin  ( dizideki yaş farkı  ) ondan hoşlanması, dizide çocuğun resmen midesini bulandırdı önce. Gerçi kadın bir beklentiyle yaklaşmamıştı ve de sevimli bir kadındır, ben hoşlanırım kendisinden, yine de normal hayatta da 33 yaş fark var aralarında, ben çok diyorum, siz ne dersiniz bilmem.  Ben erkeğin kadından çok büyük olduğu durumlardan da hoşlanmam, ne bileyim, bu nuna, ajumma romans durumları Kore’de gereğinden fazla  popüler gibi geliyor bana.

3

Kızın dizideki giysilerini beğendim çoğunlukla.

Screen Shot 2016-03-13 at 11.16.49

Gerçi bazen de çok antik kuntik, ne bulduysa takmış bir biçimde dolandı etrafta, şu fotoda olduğu gibi mesela :
antik

 

4

Dandy Style

24

Yaş farkı 8.

8

Bu çifttin özellikle erkeği çok komikti, tam bir nerd. IQ yüksek inek tip.

25

Jinwoon çok şirindi her zamanki gibi.

18

Bu da Jinwoon’un ki profesör bayan.

Konu ise kısaca şöyle psikolog beyimiz, dizideki ismi Choi Soo Hyun, çocukken annesi tarafından terkedilmiş, baskıcı babası,  üvey annesi ve kardeşiyle büyümüş, kadınların gerçekten erkekleri sevemeyeceğine, aşkın belli bir ömrü olduğuna inanan bir erkektir. Bunu kanıtlamak için de bir deney yapmaktadır. Bu deneyde farklı yaş ve statülerde 3 erkek bir kadına aşık rolü yapacak, kadın bunlardan statüsü en yüksek ve parası olana aşık olacaktır. Yeni işyeri küçük bir kahve işleten dul , bir çocuklu bir falcının- bu Han Ye Seul oluyor- dizideki adı Ko Hye Rim. üst katındadır ve  ilişkinin en başında tartışmaya başlarlar. Her ikisinin de belirli iş bağlantıları olan ajussi birlikte çalışmalarını ister. Bundan sonrasında  çeşitli hastaların terapisi eşliğinde, psikolog, ajumma, ajummanın kız kardeşi, psikoloğun yardımcısı , daha sonraları profesörü ve erkek kardeşi arasındaki ilişkileri görürüz. Terapistimiz denek olarak Ko Hye Rim’i seçer. Asıl kızımız bundan bir süre sonra haberdar olur. Kendisi zaten ilk ilişkisinde hayal kırıklığına uğramıştır. Terapistimiz de deneye kafasını fena halde takmıştır, çünkü bu onun için bir deneyden çok kendi hayatındaki ilişkileri bir hale yola koyabilmenin bir yoludur, biz 16 bölüm çiftler arasındaki ilişkileri ve hastaların nasıl iyileştirildiğini izleriz.

Dizinin izleyicilerinin çoğunun  terapistin deneyinin son aşamasındaki ağaca çıkıp sevdiğini haykırma kısmının terapistçe gerçekleştirileceğini umduğunu, ama umduklarını bulamadıklarını söyleyeyim. Sung Joon’un yaptığı çok hafifletilmiş bir versiyondu. Cadı Hye Rim’in daha fazla süründüreceğini ummuştum ben, çok çabuk yelkenleri suya indirdi.

11

Dizide kızın da çocukların da da etkilenme oranları ölçülüyordu.

9

Kız ilkinde başka şeyler düşündüydü 🙂

12

Çocuk yavaştan aşık oldu.

Bir de seni seviyorum dedi :
ıloveyou

 

Screen Shot 2016-03-13 at 11.12.41

Kendi etti kendi buldu Allahın şapşalı !

its

Hepsi benim yüzümden

Sung joon’un bazen çok çocuksu sahneleri oluyor, onlar hoşuma gidiyor. Bu dizide de kıskançlık sahneleriyle, köpek aldığı sahneler, küsüp darılmaları filan çok komikti.

27

Köpeğin adı Hye Rim

19

Sung joon genç yaşına karşın öpüşme uzmanı olarak anılıyor kdrama izleyicileri arasında , valla ben internetin yalancısıyım.

Screen Shot 2016-03-13 at 07.58.22

Bu çift, özellikle de erkek acayip komikti, tam salaktı çocuk ya.

23

Jinwoon çok sevimli değil mi? Güldüğünde yüzünde güller açıyor.

Burada da kız vücuduna bakıyor, iyi spor yapmış yavrucak. Bundan önce izlediğim Marriage not dating dizisinde de buna benzer bir sahne vardı. Tabii müzik yönünü vurgulayan sahneler de oluyor.

2

Bir dizisinde daha buna benzer bir sahne vardı.

Hadi sizi uğraştırmayayım oradaki sahne de şöyle bir şeydi :

marriage9

Bu Sung Joon’un farklı mimikleri var. Ama her dizisinde hepsinden birer kez görürsünüz. İşte bir dizi Sung Joon :
17 16 15 14

Bir de dikkatimi çeken başka bir şeyden söz etmeden geçemeyeceğim. Profesörümüz bilindiği gibi tiroid kanseriydi, ameliyattan kaçıyordu. Sektörle birazcık ilgisi olan bilir, doktorlar İlle de kanser olacaksanız, tiroid kanseri olun” derler.  İyileşme oranının yüzde 90’ların üstünde olması dolayısıyla. Eğer lenflere filan atlayıp metastas yapmamışsa, ameliyatınızı olur, belirli bir doz radyoaktif iyor alır, hayatınızın geri kalan kısmında tiroid ilacı kullanarak olayı atlatırsınız. Tabii ilk yıllarda taramalar filan sıktır. Burada kadının ameliyattan kaçması saçmaydı, sonra karaciğere de atladı galiba, son bölümde öyle dediler. Bir de tiroid kanseri tedavisi 10 yıl sürer diye bir şey yumurtladılar, ilaç tedavisi ömür boyudur, diğer tedavide de bu tip bir süre söylenemez. Zaten o kanser eğer sıçrayacaksa karaciğerden önce lenfe sıçrar. Yani sanki terapiler şunlar bunlar her şey çok olması gerektiği gibiydi de,   buna mı taktın diyeceksiniz, o  da doğru ama görünce de söylemeden edemiyor insan. Esas götüren karaciğer yani.

Neyse bizim şapşalın ve  asıl kızımızın ajummaların da Big Bang sevdiği  itiraflarıyla  ile  bitirelim.

 

 

7

 

bigbang

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: