Because This Is My First Life / Üçüncü ve Dördüncü Bölüm

Üçüncü Bölüm Ji Ho’nun evet dedikten sonra şaşkın bir biçimde bağırmasıyla başladı. Aslında ben evlilik aşamasına geçtiler diye sevinmiştim resmen ama 16 bölümü taamlamak için işleri biraz daha uzatmayı tercih etti senarist. Se Hee ise kızın o şaşkınlığını görünce her şeyi unut diyerek sözlerini geri aldı. Zaten ne yaptığını tam olarak bildiğinden de emin değilim. Bu ileri zeka nerdler böyle oluyor, ne zaman ne düşüneceklerini, neden nasıl sonuç çıkaracaklarını bilmiyorsunuz, kafaları farklı işliyor çünkü.

Sonra kız gitmeye kalktı, pijamalarla ortada kaldı tabii, nereye gidecek ? Çocuğun mesajıyla geri döndü, sabah ilk trenle giderim diyerek. Ama horlayarak uyuya kaldı. Se Hee sabah horlamayı duyunca, komşulardan biri habersiz tamirat yapıyor sandı. E Kore dizilerinde abartı çoktur tabii. İşe gidip döndüğünde kız yeni uyanmıştı ve akşamüzeri beş olduğu halde saati sabah beş sanıyordu.  Neyse kızımızın karnı acıktı. Nerden anlıyoruz bir Kore Dizisinde bunu karnı gurulduyor. ben şimdiye kadar ( ki ajummayım biliyorsunuz) karnı acıkınca karnı gurulduyan bir tek kişiye rastlamadım. Evet ” Açlıktan karnı guruldamak” diye bir deyim var, ama ben gözlerimle şahit olmadım. Kore dizilerinde ise karnı guruldamayanı açtan saymıyorlar.

Fotoğrafta da görüyorsunuz ya. Ramen hazır. Bu ramen olmasa ne yiyeceklermiş bunlar bilemiyorum. Dikkat ettiyseniz büyük olanı kızda, küçüğü Min Ki’de. Kız da bunu görünce ” Niye bana iyi davranıyorsun diye sordu. Büyük kutuyu vermiş, daha önce temiz çarşaf da önermişti. Ayrıca üstüne bir de evlenme teklif etti , kız şaşaladı tabii. Acaba benden hoşlanıyor olabilir misin diye de sordu 🙂 Soru sonrası çocuğun yüz ifadesi :

Sonra bizim  ruhsuz baharat dokunuyor o yüzden büyüğünü sana verdim, çarşafsız yatmak hijyenik değil, evliliğe de ihtiyacım var deyip noktayı koydu. Lee Min Ki’nin  aşk acısı çekeceği günleri dört gözle  bekliyorum. Çünkü poker face yapan bu Min Ki şapşalı, aşığı da çok güzel oynar, duygularını belli edeceği  o bölümler de gelecek resmen.  O kız o evde hastalar olacak, ona bakacak filan garanti, böyle sahneler bekliyorum. Bazı izleyiciler Min Ki rol yapamıyor, ifadesiz bir suratı var buyurmuş. Efendim, o rolü bunu gerektirdiğindendir. Merak eden Min Ki’nin filmlerine baksın, ya da sabredip gelecek bölümlerdeki performansını görsün. Bilmeyenler için söyleyelim kendisinin müzik geçmişi de vardır. Şuraya ve şuraya bakabilirsiniz. Ve de şuraya. Albümlerindeki şarkıları da netten bulabilirsiniz. Belki bu dizi için de bir şarkı söyler.

Neyse efendim çocuğa göre çok uyumluymuşlar. Onun evi çekip çevirecek birine ihtiyacı varmış, kızın da eve. Onun kiraya ihtiyacı varmış, kızın da deposit vermeden kalacak eve gereksinimi varmış. Tabii kız insanların aşk için evlendiğini söyledi ne de olsa kız işte . Beyimiz de aşka ihtiyacın var mı şimdi diye sordu. Düz mantık işte eve ihtiyacın var, aşka değil diyor. Ama biz kadınlar tek bir şeyle yetinmeyiz ki, o kadar kompleks çalışmıyor kafa çocukta. Daha doğrusu kafa çalışıyor da duyguları anlamakta yetersiz. Ay valla bu adam kova burcundan başka bir burçtan olamaz bak söylemedi demeyin.  Biz kadınlara göre ise ev olacak, o evde bize aşık olan erkek olacak, yeter mi tek ev 🙂

Kızın arkadaşları cephesinde de gelişmeler oldu. Kim Min Suk ile çıkan kızcağız, hep evlenip çocuk sahibi olmak istermiş garibim. E yaş da 30 olunca insan daha çok panikliyor tabii. Erkekler bu konuda bir nevi bir duvar olunca da, istediğini anlatmak zor oluyor. Şimdi kendimi ele alalım. Üniversiteye 16 yaşında başlayıp erkenden bitirmiş biri olarak 25 yaşında evlendiğimde evde kalmışım gibi gelmişti. Yobo hala çamaşır makinanı filan da almıştın bekliyordun diye dalgasını geçer. ( O çeyiz alma işi de annem yüzünden, hep bir şeyler alır alır, parasını ödettirirdi.) Dolayısıyla kızın 30 yaşına gelip de evlenemiyorum diye dertlenmesini anlamıyor değilim. Ama bunu açık açık konuşmak yerine beğendiği bir kanepe üzerinden anlatmaya çalışması, bu yeni evlilerin evine pek yakışır diye yan yollara sapması bir işe yaramadığı gibi ayrılık getirdi sonunda. iyisimi iletişimi kuvvetlendirmek için istediğimiz şeyleri açık açık söylemek. Erkeklerin çoğu maalesef imaları filan anlamıyor.

Kadınlar asla gerçekten ne istediklerini söylemezler 🙂

Diğer kızcağız da yükselmek için tacizi bilmemneyi – şimdilik- görmezden duymazdan gelen bir kız. Aslında kendine güveni olan, zeki ve harbi bir tip. Bana biraz Age of Youth’un Kang Yi Na’sını anımsattı. Yakında patlar bu, o adamlardan birisi de elinde kalır bak demedi demeyin. Bizim esas çocuğun patronu da biz yatmıştık nasıl hatırlamazsın diye diye kendisini kahretti durdu. Ya erkekler ne komik oluyorlar. Akılları fikirleri de performansta.

 

İş arkadaşları Ji Ho’yu hiç bir şey olmamış gibi tekrar işin içine çekmeye çalıştılar, ama o tacizi unutup da bu şerefsizlerle bir araya gelecek bir kız değildi. ( Takdir ediyorum ) Eyvallahı da yoktu, çekip gitti. Bu şer cephesine sinir oluyordum, kız kabul etseydi çok hayal kırıklığına uğrayacaktım, Allahtan dürüst ve ne istediğini bilen bir kız. Allah şansızlarla karşılaştırıyor şimdilik, o yüzden bu hallerde.

Bu haftaki bölümlerde kızın istediği şeyleri gerçekleştirmek için ne kadar çalıştığını ve hedefine kitlendiğini de gördük. Lise yıllarına geri gittik ve hukuk okumazsan başka bir şey okuyamazsın diyen babasına karşı istediği bölümü okumak için Seul’e kaçmasını izledik. Dolayısıyla yine istediği hayatı yaşamak için memleketine dönmekten başka bir adım atacağını hepimiz düşündük. Üçüncü bölümün sonunda kız memleketine geri dönmeye karar vermişti. Evet,  ama beklediğimiz şey oldu. Otobüse bindiği halde olayın seyri değişti. Evde bıraktığı senaryoyu  çocuk unuttu  zannederek otobüse getirdi. Sahne kızın çocuğun peşinden koşup benimle evlenir misin diye sorması ve çocuğun kabul etmesiyle bitti. Tabii “Benden hoşlanıyor musun?”  diye sorup “Hayır “yanıtını alınca içi de rahat etmedi değil. Ah bu tükürdüklerinizi yaladığınız günler gelecek de bakalım 8. bölüm mü olur, 9 mu, yoksa 10 mu bilemiyorum.

Dördüncü bölümün en komik sahneleri Se Hee’nin kızın ailesiyle tanışmaya gitmesi sonrası geldi. Ama daha önce kahvaltı sahnesinden söz etmek istiyorum. Kız içine bir dolu şey doldurduğu pilavı yerken çocuğun yalnızca kahve içtiği sahne. Hayata da böyle bakıyorlar aslında. Böyle küçük şeylerle olaylara yaklaşımları çok güzel anlatılıyor. Ama çocuğun da hayattan zevk almaya başlayacağı ve kızın pişirdiği yemeği yiyeceği anlar gelecektir. Çift olmak demek de zaten birbirlerinin zevklerini paylaşmak, birbirine bir şeyler öğretmekle başlar. Şimdilik yalnızca aynı evde yaşayan iki yabancılar. O sürecin değişmesi ve beklentisi biraz da bizi heyecanlandıran.

 

Kızın ilk tanışma için arkadaşından yardım alması ve babasını çok iyi tanıdığı için çocuğun söylemesi gereken şeyleri tek tek yazması başlı başına komikti. Çocuk anımsayıp hepsini kullanmaya çalıştı, ama her şeyin tıkandığı noktada kızın çocuğun dizine vurup onu babasının önünde yere düşürmesi ve söylemesi gereken ” Kızınızın elini soğuk sudan sıcak suya sokturmayacağım. ” repliğini söyletmesi feci komikti. Gülmekten öldüm. Daha sonra konu üzerinde konuşurlarken çocuğun en az mantıksız olanı o sözdü demesi de çok komikti. Sahne sürerken köpek yavrusu sesi efekti ise en doğru efektti sanırım, ona da ayrı güldüm. Bir de kardeşinin babasına bağırarak “Anne baba Ji Ho eve bir erkek getirdi , kolu bacağı var.” demesi efsaneydi.

Baba

 

 

İşler iyice sarpa sardı 🙂

Bakışa bak, yazıktır 🙂

Ve perde 🙂

 

Çocuğun annesine birlikte selfie çekip göndermeleri de ayrı komikti. Ben kaynana olsam o fotoğraftan sonra inanmayacağım gibi, bir de kalkar hemen çocuğumun yanına giderim. Sanırım gelecek bölümde de çocuğun ailesini inandırmaya çalışacaklar.

Bu arada kızın odasında asılı film afişine dikkat ettiniz mi ? Dustin Hoffman’ın ünlü Graduate filminin afişi. Fragmanda da o filme göndermeler vardı. İzlemediyseniz izlemenizi öneririm. Klasik bir filmdir ve ben çok severim.

Kızın diş fırçalarken ve banyo yaptıktan sonra taktığı havlu saç bağı da pek şirindi.

 

You may also like...

12 Responses

  1. gül says:

    Diziye önce kedi sonra lee minki etkisiyle başladım ama dizi kendini izlettiren dizilerden,iyi gidiyor.Da bu nerd çocuk (bu sıfatı çok beğendim,cuk oturmuş) güldürmekle birlikte bayıyor ya,ben pek tanımadım bu kadar soğuk,kıl ve duygusuz birini (gerçi senin de analiz ettiğin gibi erkeklerin genel karakteri bu da) ay, hakkaten dizi ilerlediğinde normalleşecek mi yoksa playful kiss’in başka versiyonu mu olacak?Allahtan kız (bu diziyle gözüme girdi jung so min) da akıllı ve kontrollu bir kız (isme bak ya:yoon ji ho ) o yüzden dediğin gibi ilerleyen bölümlerde bunların aşkını izlemek epey keyifli olacak.
    Kolay gelsin ajumma,her iki blm sonrası görüşmek üzere.

    • Deli Ajumma says:

      Hahah kedi önemli tabii bizim için 🙂 Bence dizi ilerledikçe Min Ki aşık olacak ve şimdiye kadar aşık olmadığı için de hem şaşkın, hem rahatsız, hem de ne yapacağını bilemeyecek bir halde olacak. Çok da komik olacak izlemesi 🙂

  2. Elif says:

    Min ki şahanesinin aşik oldugu gunleri dört gözle bekliyorum ben de☺️
    Deliajumma, senin de hem diğer avrupa ve bagımsız filmleri izleyip hem de koreli yeşilçamvari dizileri de pek seviyor olman benim içime su serpiyor, bir ben değilmişim diye?

    • Deli Ajumma says:

      Ahahah evet ilk saydıkların mantıklı yanımıza hitap ediyor, Kore Dizileri de ruhumuzda bir yerlere dokunuyor demek ki 🙂

      • Deli Ajumma says:

        Black ve While you were Sleeping’de de oynuyormuş, ben ikisine de başlamadım, izlediğim çok online dizi oldu bir anda, uyku saatlerim iyice azaldı 🙂

      • Elif says:

        kesinlikle:))
        fakat soyle bir eksisi var artık diger ulke filmlerini izleyememeye başladım (japon ve bazen çin hariç) cunku korelilerin oyunculuklarını daha gercekçi buluyorum,rol değilde kendiymiş gibi, ya da aliştim diyelim:))

  3. Elif says:

    Cogu oyunculuk mezunu:)
    Benim eşimin hiç alakası yok maalesef:((
    Bu arada senin ve eşinin hoşlanacaği bir dizi önermek istiyorum izlemiş olma ihtimalin yuksek ama yine de Bron/Broen danimarka&isveç yapımı..

  4. Beyaz Damla says:

    Ya dizide geçen şiirin kime ait olduğunu biliyor musunuz? ‘Önemlidir birinin girmesi hayatına zira bütün hayatını getirir yanında.’

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: