Because It Is My First Life / Final Bölümü

Zaman ne kadar çabuk aktı bu dizide anlayamadım. Bence en az 20 bölümlük olması gerken bir diziydi. Senaristin sonlara doğru araya klişeler sıkıştırması bence akışı bozdu. Şimdi azıcık irdeleyelim.

Ne ikinci erkek, ne de ikinci kız gerekliydi. İkinci erkek rakip olabilecek biri değildi.  Se Hee’nin sevdiğini anlaması için araçtı desek, o da değildi. Bu çocuğun tanıtılması için diziye konulmuş bir ögeydi bence. Aslında sağlam kafa karıştırıcı bir ikinci erkek gerçekçi olabilirdi. Ama Ji Ho’nun duyguları hep çok netti. Biz Se Hee’nin duygularını yetersiz bulduk hep.  Se Hee’nin öfkelendiğini, daha doğrusu duyguları olduğunu gösterebilmek için milyon yol vardı. İkinci erkeğe gerek yoktu. Öte yandan Se Hee’nin ikinci kızın iyi olduğunu görmesi, suçluluk duygusundan kurtulması için gerekliydi. Ama kalkıp da Ji Ho’ya iş teklif edip onunla kanka olacak kişi olmamalıydı. Ji Ho tacizcisine dava açabilirdi, bunu da ona Soo Ji tavsiye edip, önayak olabilirdi. Kendisi de aynı dertten muzdarip ve kendi sorununu da bir biçimde çözdü. Geçen yazımda da belirttiğim gibi o iki kızın arkadaşlığı hiç inandırıcı değildi. Bu bölümde buluştular diye Se Hee’ye atarlanması da saçmaydı Ji Ho’nun. Senarist de bu söylediklerimi duysa,” Buyur ajumma sen yaz oldu olacak.” diyecek ama olmamışlık beni rahatsız ediyor ne yapayım ??

Bu bölümü sahne sahne yazmayacağım, yalnızca beğendiğim ve eksik bulduğum yerleri belirtmekle yetineceğim. Başlangıçta yeğeninin doğumu sonrası anne ile konuşmasında annenin yıldız cepleri hikayesi hoştu. Sadece ilişkilerde değil, tüm hayatta yıldızlar, anılar toplayıp sonra onları gerekli zamanlarda çıkarıp kullanmak bazen çıkış yoludur. Öte yandan artık hiç anlaşamadığın, sana batan bir adam ile başlangıçtaki iyi anılar ve aşk yüzünden birlikte olmak ne kadar doğrudur tartışılır.

Se Hee Ji Ho’nun mektubunu bulup okuduktan sonra özlemini, dağılmasını filan izledik. Kızımız ise hamam keyfi yapıyordu. Sahi bu saunaları reklam ede ede bitiremediler. Biz de hamam, kese sahnesi filan mı koysak dizilerimize acaba ? Kore’ye her giden bu dramalar yüzünden mutlaka cimcilbang denilen saunalara gidiyor. Hoş ben gitmedim her iki ziyaretimde de. Fin hamamını denemiştim, ama kaldığımız odada vardı, genele açık değildi yani. Zaten sıcaktan hiç hoşlanmam. İnsanlarla burun buruna hamamda olmak da hiç bana göre değil. Bir de yumurta tokuşturup sosyalleşmek üstüne tüy diker. Tabii çocukken babaannem ile Türk hamamına gitmişliğim var. Ama şimdi üstüne para verseniz gitmem.

 

Soo Ji ve Ma tepunnim sahneleri yine çok sevimliydi. Soo Ji’nin Ma Tepunnimi tanıdıkça kendisini açması, en sonunda bir sevgi kelebeği gibi “Oppaaa” seviyesine gelmesi beni çok eğlendirdi. Kendi işini de kurdu. Oppa zaten bal gibi adam. Hem kendisine, hem çevresine yararlı. Bir de espri tarzı çok hoşuma gidiyor, baştan beri. O şakalar, o doğallık, aradaki yaş farkına rağmen ( Park Byung Eun 77’li, Esom 90’lı )  ben bu ikisini resmen shipliyorum. Baktım Ma tepunnimin evli olduğuna dair bir kayıt da yok. Esom’un Lee Min Ki ile bir müzik videosu var. Onun için bazıları bu ikisini de shipliyor sanırım. Laf aramızda videonun sonunda da bayağı bir yiyişmişler. Ma tepunnimin ise Lee Min Ki’nin Very Ordinary Couple filminde olduğunu sonradan fark ettim. O filmi de izlemediyseniz izleyin. Çok hoş bir film. Başrol kadın da Jo In Sung’un ex’i Kim Min Hee. Bazılarınız onu son zamanlarda epeyce ilgi gören Park Chan Wook’un The Handmaiden filminden de anımsarsınız. ( Agassi )

Won Seo ve Ho Rang çiftine gelince. Senaristin böyle bir son yazacağını adım gibi biliyordum da, belki beni şaşırtır diye de ummuştum. Onlarla ilgili olarak da Won Seok’un Bo Mi’ye niye kendisiyle olamayacağını açıkladığı sahneyi çok sevdim.

Bu bölümde anımsama adına geri dönüşler pek fazlaydı. Zaten diziyi sevdiğimizden o sahneleri zihnimize kazımışız, o yüzden bir an önce geçsin de yeni güzel sahneler görelim diye bekledim. Dizinin yarısını eski sahnelerle doldurmak da çok görünen bir tarz Kore Dizilerinde ve benim canımı sıkıyor. Her neyse, Se Hee ile Ji Ho arkadaşlarının ayarlamasıyla Won Seok’ların çatı katında buluştular. İkisinin de Uri ile ilgili konuşurken abi abla sözcüklerini kullanması çok şekerdi.

Başta sarhoş Se ee rüya görüyorum sandı.

Sabah uyanınca da hesaplaştılar tabii ki 🙂

 

Sonrası da güzeldi :

Diğer iki çiftimizde evlenme teklifini yapan kızlar oldu 🙂

 

Ana çiftimize gelince :

Son sahnemiz çocuklu bir Won Seok Ho Rang ikilisi ve evli üç çiftle bitti. Romansı azıcık daha uzatsalardı ana çift açısından tadından yenmez olacaktı. Yine de hep hatırlayacağım bir dizi olacak. Bir de ilk kez bölüm bölüm yazdğım bir dizi olarak blog tarihimde yerini alacak. Dizi müziklerinden bir iki link de şurada, şurada ve şurada 🙂 Kalın sağlıcakla.

Uri’yi özleyeceğim 🙂

You may also like...

7 Responses

  1. Gül says:

    Eveeet bir dizinin daha sonuna geldik,bitirdik..Ama benim de tatmin olmadığım çok şey var:ör.evi sattı da nooldu?we wee?finalde sanki yine aynı evde gibiydiler çünkü…yorumlarında çok haklısın, anlamsız gelen uzatmalar,flash back’ler/karakterler illaki oluyor, sanırım bunları bizim de gördüğümüz açıklar yerine koyuyorlar.
    Bu yıl hevesle başlayıp bitirebildiğim ikinci diziydi bu.Başrol hatırına bile,konusu sarmayan diziyi bırakıyorum ben.Burada da minki’nin karakteri gibi insan,iyi ki tanımadım.Dizi için benim yorumum 5 üzerinden 3,hatta 2,5’tan 3..illaki izleyin diyebileceğim dizilerden değildi,min ki için katlandım,ama jung so min bir tık daha iyiydi bana göre.Dizi için benim değerlendirmem 5 üzerinden 3 hatta 2,5’tan 3 ,o da koyanki hatırına?

    • Deli Ajumma says:

      Ben aralarda geçen bazı diyalogları ve yan karakterlerden özellikle Ma tepunnim ve Esom’u da çok beğendim. Evi satması bir anlamda kızı sevdiğinin ispatı gibiydi bence. Çünkü kira alıyordu biliyorsun, evlenme nedeni de o ev ve krediydi sonradan sevse de. Kız da aşksız bir evlilik , anlaşmalı evlilik istemiyordu. Çocuğun onu artık kiracı olarak görmediğini bildiği halde, yine de bunu gözüne soktu. Se Hee de evden kurtulmayı, maddiyattan kurtulup maneviyata ve aşka dönme olarak gördü bence. Ay gören de Tolstoy , Dostoyevski filan yorumluyorum sanır, altı üstü romantik komedi Kore Draması ya. Kafa dağılsın diye izliyoruz 🙂

  2. Elif says:

    Dizin finali hatta son 2 bölümü bence içler acısıydı, ben hiç begenmedim…
    Evet daha iyisini yazamam ama bence başladiği gibi bitmeliydi, kendi tarzlarında… boyle oyunlar acaba beni ne kadar seviyor sınamaları gereksizdi bence.. onların sakin,saygılı ve diğerlerinden farkli “birbirlerini tamamlayan”aşkları beni etkilemişti..
    ji ho birden bire aşk gurusu seklindeki tavırlar sergilemeye başladı bu beni ciddi ciddi itti, sevimsizleşti kız birden.. se he cim ne yapsa superdi ona laf etmem asla???..
    Hele o kanepe de bacagına yatıp 3 saniye sonra kalması se he nin cok yapmacıktı… yapmacıktı ya kendileri gibi olmamiş aceleye mi gelmiş yoksa fikir mi bitmiş anlamadım.. olmamişşş????

    • Deli Ajumma says:

      Son bölümler klişe işte, ne yapalım işte yine de pek çok diziden sevimliydi bence. Min Ki’yi de özlemiştik 🙂

  3. Pekara says:

    Yazılarınızı severek okuyorum. Bu diziyi izlerken sizin yazılarınızı hep takip ettim. Ben de en kısa zamanda blogumda bu diziden bahsetmek istiyorum ama sanırım sizin ki kadar iyi bir yazı olmayacak benimki 🙂

  4. Merve says:

    bloguma beklerim :)) birkoreikiben.wordpress.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: