Baş Parmağın Önemi / Watcher
Şunu bilir, şunu söylerim ki polisiye dizi deyince OCN, katil olsun, seri katil olsun, fantastik polisiye olsun, bu kanalda izlediğim dizilerden genellikle memnun kalıyorum. Tabii dizi konuları bunlar olunca yobo ile birlikte izlememiz de şart. Bu diziyi de birlikte izledik bitirdik.
Dizi 16 bölüm , hafta sonları oynadı. Yönetmeni Ahn Gil Ho, Memories of Alhambra, Stranger, Mrs Cop, Rooftop Prince gibi dizilerin yönetmeni. Senarist Han Sang Woon ise The Good Wife ve Spy’ı yazmış.
Beş çok önemli başrol, yine onlar kadar önemli 3-4 tane de yardımcı oyuncu var. Dizinin deneyimli oyuncusu Han Suk Kyu’yu en son Romantic Doctor Teacher Kim’de izlemiştim. O diziyi izleyip de Kim Sabu’yu anımsamayan yoktur sanırım. Bu dizide kendisini biraz zayıf buldum. Hatta ilk sahnesi çıktı, Allah Allah ne olmuş adama dedim kendi kendime. Onlarda ne kadar zayıf o kadar iyi kuralı işliyor ya. Ben de bu aralar sıkı diyetteyim, altı kilo verdim hatta. Baktım baktım, çok da hoşuma gitmedi. Aslında bizler bir gram et, bin ayıbı örter neslindeniz. Bugün son rolü için 8 kilo alan Lee Min Ki’ye bakıp ,”Ay yanakları dolmuş çocuğun, yüzüne gözüne renk gelmiş.” dedim. “E o zaman ne diye diyet yapıyorsun?” diyeceksiniz, benim ki görsellik uğruna değil, sağlık uğruna yapılması gereken bir diyet. Neyse efendim beni geçelim, Han Suk Kyu dizide yine tecrübeli bir dedektifi oynuyor. Polisin içinde derin polis çetesi olarak bulunan Jang Society’i araştırıyor. Polisin içinde görevini kötü kullananları, yolsuzluk yapanları araştıran bir bölümün başında.
Dizinin dinamik ve genç oyuncusu Seo Kang Joon’u ben son dizilerinde izleyemedim. Robotlu dizisini robotlu dizilerden hoşlanmadığım için izlemedim. The Third Charm’a başladım, beşinci bölüm mü neydi, resmen afakanlar bastı. ( Aslı hafakandır da böyle kullanılır 🙂 ) En sağlam izlediğim son karakteri Cheese In The Trap‘te ki Baek In Ho’dur. Bu arada Baek In Ho takımındaydım ben de o sıralar. Tabii kendisini Cunning Single Lady’de ikinci erkek olarak izlemişliğim de var. Yani demem o ki aslında severim kendisini. Doğru düzgün senaryolarla oynatırlarsa izlerim. 93 doğumludur, kedi sever, evde üç kedisi var Oki, Doki, Kiki. Bu benim için çok önemlidir. Kedi seven erkek iyidir. Dizide annesi katledildikten sonra katilin babası olduğuna dair ifade verip, sonra da polis olan Kim Yong Koon’u oynuyor. Hapiste olan babasının gerçekten annesini öldürüp öldürmediği dizi içinde araştırılıyor.
Dizinin en önemli kadın karakteri yürüyen tayyör Kim Hyun Joo 🙂 Ya kadın bizi delirtti, ya etek ya da pantolon takım ve topuklu ayakkabılarıyla hızlı hızlı sahneye giriyor, söyleyeceğini söyleyip çıkıyor. Ekibe yardımcı olarak geldi hatun, ne kadar hırsız , uğursuz varsa hepsinin avukatı oldu. Zamanında bu derin polis bunun da baş parmağını kesmiş, kim yaptı onu bulma derdindeydi. Evet efendim bir de bu var. habire birilerinin baş parmakları kesilip yerine dikiliyor, tabii külliyen öldürülme kararı verilmediyse.Hatun daha önce savcıymış ve Seo Kang Joon’un yani Yong Koon’un, ( Yang Goon da yazılabilir ) annesinin öldürülme davasına bakmış.
Şu üstteki karedeki diğer genç kız polis ise ekibin dördüncü üyesi. Hemen genç diye Seo Kang Joon ile bir şeyler olacak sanmayın. Bu dizide aşk yok. Eğer annesi yaşında olmasa savcı ile Seo’nun kimyası daha güzeldi, ama onu koruyup kollamakla yetindi avukatımız. Kim Hyun Joo’yu The Miracle We met’de izlemiştim en son. Sahi ne hoş diziydi.
Bu parmak işine gelince, baş parmak çok önemlidir efendim. Bakın yazı başlığına bile koyduk. Bendeniz yıllar önce üniversiteye başladığımda, daha birinci sınıftayı. Hocamız bize Man the Tool Maker diye bir kitap okutmuştu dersin başında. Kenneth Page Oakley’in. Paleolitik kültürlerin evrimi esnasında insanın alet yapma becerisinin nasıl geliştirdiğini, orijinini, sorgulayan bir kitaptır. İşte orada baş parmağın ne kadar önemli olduğuna değinilmişti. Bir aleti yapabilmek için kavramak gerektiğini ve bunu da baş parmağın sağladığını öğrenmiştik. Kitap daha sonra Türkçe’ye de çevrildi. Neyse işte dizinin sonlarına doğru bir yerinde deneyimli bir polisin diğer genç polislere saldırıya uğradıklarında hemen saldıranın baş parmağını kırmaları gerektiğini söylediğini izledik. Silahı kavrayamasın diye. Bu baş parmak kesicileri ki o sahneleri izleyemedim ben, ay kırt diye kesiyor baş parmağı, hiç sevmem şiddet sahnelerini zaten, Turtle, yani kaplumbağa diye adlandırılıyor. Birden de fazla varmış. Dizinin başından sonuna kadar ay o mu, yoksa bu mu diye diye bütün polisleri inceledik durduk. Han Suk Kyu’nun oynadığı Do Chi Gwang dedektif de dahil. Heyecan hiç eksilmedi yani. Bu arada adının Turtle olmasının nedeni de kaplumbağanın ısırdığı hiç bir şeyi bırakmamasıymış neden. Deniz kaplumbağaları mı bu ısırıp da bırakmayan bilemiyorum, ama okuduğuma göre bu bir refleksmiş zaten. Bak şimdi aklıma Ninja Turtles müziği geldi, sonra da pizza 🙂
Polislerin içinde baştan sona şüphe uyandıran biri vardı ki kendisini daha yeni Japonlara çalışan Koreli Matsura rolünde Different Dreams dizisinde izlemiştim. Ay ne meymenetsiz bir adam. Burada da rolü dizinin Basın Toplantısına çıkacak kadar büyüktü.
Haa Seo Kang Joon’un babası rolünü ise yine aynı dizide keşiş rolünü üstlenen ahjussi oynuyordu. O da ilginç bir adam.
Şimdi dizinin aksayan yönü yok muydu diyeceksiniz. Tabii biraz abartı vardı. Seo Kang Joon kafasına demir sopayı yedi, kalktı Cüneyt Arkın’ın gençliği gibi 10 kişilik çeteyi dövdü, hem de birden fazla. Biz bir düşsek beyin kanamasından ölürüz. Bunlara bir şey olmuyor kardeşim. Tabii yine hep sopalarla dövüşüldü ki, bu bana çok komik geliyor.
Dizinin sonu ise ikinci sezona yeşil ışık yakacak şekilde bitti. Yazsınlar, çeksinler izlerim. Han Suk Kyu çok karizmatik bir adam. Ara sıra narsist bir biçimde aynaya bakmaları filan vardı, ahanda turtle bu dedik hepimiz. Hem belki o da turtlelardan biriydi, emin olabiliyor muyuz ? OCN dizilerinde emin olma diye bir şey yoktur 🙂
Dizi müzikleri de çok güzeldi. İşte şurada. Şurada ve şurada. Bir de şurada.
Açıkçası bahsettiğiniz robotlu dizi çocuğun en güzel dizisi belki de.Hem robot hemde insan oalrak rol aldığından oyunculuğunu çok beğenmiştim.Biri iyi biri kötü karakter gibi ama orası çok tartışılmıştı tabi.Yani aslında bilimkurgu dan çok fantastik,ütopik bir yaklaşımla bakarsanız belki izlersiniz. yorumunuzu okumayı çok ederdim doğrusu o dizi hakkında :)Tabi yinede siz bilirsiniz.
Yok bilimkurgu en sevdiğim türdür, fantastiği de ondan biraz az severim. Sadece robotlu türden- yine de çok izlediğim halde-çok hoşlanmıyorum. O ara oynayan diziler arasında bunu tercih etmedim sadece. Şimdi zaten yeni dizisi başlayacak Park Min Young ile onu izlerim artık.