Hırslı anneler, yetenekli çocuklar, beceriksiz senarist / Green Mothers’ Club

Diziye Lee Ye Won için başladım. Onun olduğu dizi kötü olmaz diye bir inancım var. Ama bu kez olmamıştı. Bitirmesi biraz uzun sürdü, çünkü hem yobo ile izledik -ki bu günde iki bölümden fazla izleyemeyiz demek- hem de bölüm süreleri 1 saat on dakika. Artık başka şeylere de zaman ayırmak istediğimden maraton usulü dizi izlemiyorum bu günlerde.

Üstte fotoğrafını gördüğünüz bu beş kadının çocukları ilkokulda okuyor. Hepsinin de zeki sayılabilecek çocukları var ve o kurs senin, bu kurs benim peşlerinden koşturuyorlar. Bu konu zaten Kore dizilerinde çok işlendiği için ben dizinin başından sonuna aynı tema işlenecek sanmıştım. Ama bir süre sonra işin içine aralarından birinin ölümü girdi ve iş polisiyeye sardı. Ne yazık ki işin polisiye kısmını da batırdılar. Lee Yo Won ve Kim Gyu Ri’nin karakterleri küçüklükten arkadaş. Biri zengin diğeri fakir, ama zengin olanın ( Gyu Ri ) ailevi problemleri var, anne intihar etmiş filan, daha sonra üniversite arkadaşı oluyorlar, Fransa’da resim okuyorlar ve aynı adama aşık oluyorlar. Sonuçta Yo Won terkedilirken Gyu Ri Louis ile evleniyor. ( Adam Koreli , evlat edinilmiş. ) O konunun da göründüğü gibi olmadığı sonra ortaya çıkıyor gerçi. Son buluşmalarında ikisi de evli çocuklu.

Yo Won’un ( Eun Pyo ) yeni taşındığı ortama uyum gösterememesini, anneleri çok hırslı bulmasını , çatışmaları izliyoruz önce. Annelerin arasında kuzeni de var ve onun kızı da çok parlak. Bu arada Eun Pyo’nun oğlunun üstün zekalı olduğu ortaya çıkıyor, ondan sonra durum değişiyor. Yo Won çocuğu sık boğaz etmeye başlıyor. Bu arada kendisi profesörlerden biriyle yaşadığı sorun yüzünden üniversiteden atılmış ve kocası da dedektif. Bu olayın polisiye tarafını işlemek için yazılmış bir şeydi sanırım, ama o kocayla neden evlendiği ve ondan iki çocuk yaptığı bir soru işareti olarak kaldı. Adam eve bile nadiren geliyordu işten ve Eun Pyo’nu evleneceği bir tip değildi. Bana sevimli gelmesine rağmen o adamla evlenmesi hiç mantıklı değildi.

Doktor ile evli olan Cho Jae Hyun ( Chun Hee ) eski hemşire, geçmişi karanlık, uyuşturucu işine bulaşmış. Yo Won ile çatışıyorlar, ama sonunda yine arkadaş oluyorlar. İkisinin de çocukları terapiye gidiyor diye onca olayı aşmaları hatta Yo Won’un kanunsuz bir biçimde Chun Hee’ye yardım etme noktasına gelmesi de inandırıcı gelmedi bana. Oyunculuklar iyiydi ama senaryo hemen her noktada aksıyor gibiydi. Doktor babalarından nefret ettim, çocuklara acıdım, ama sonuçta pembe bir tablo çizilmesi yine inandırıcı gelmedi.

Yo Won’un kuzenini oynayan oyuncuyu başka dizilerden de anımsıyorum, severim kendisini. 89 doğumluymuş, çok genç. One Spring Day’de Han Ji Min’in asi kız kardeşini oynuyordu. Something In the Rain’de de vardı. Burada da onunla ilgili kısım en çok yerine oturan, inandırıcı kısımdı. Karı koca çok iyi oyunculardı. Kocanın Chun Hee ile olan geçmişi “Ne tesadüf ne tesadüf !” dememe yol açtı.

Bir film yönetmeniyle evli olan diğer kadının önceki evliliğinden iki çocuğu var. Bu çift de olmamış gibi geldi bana. O yönetmenin bu kadınla evlenmesi yine inandırıcılıktan uzaktı. Senaryonun polisiye kısmına renk katmak için kullanmışlar adamı, ama çok da ilgimi çekmedi.

Filmin sonunda polisiye gizemi çözmeye yönelik açıklamaya gelince tam bir saçmalıktı. Zorlamanın bu kadarı hiç profesyonelliğe sığmamış. Daha fazla açıklamayayım ama izleyince, izlerseniz yani, siz de göreceksiniz. Eşe çok benzeyen bir üvey kardeş ortaya çıkarabilirsiniz, ama o tek yumurta ikizi gibi benziyorsa, mantıken tek yumurta ikizi olmak zorundadır.

Bence bu dizide çocuklarını yetiştirmek için kadınların girdiği yarış, bunun kökenleri, kadınların gündelik yaşamları ve eşleriyle olan ilişkileri derinliğine ele alınsaydı dizi daha mantıklı ve ayakları yere basan bir dizi olurdu. Ama işin içine cinayet, intihar, sapık bilmemne sokmaya kalkıp bunların da düzenlemesini iyi yapamayınca dizi gerçeklikten iyice uzaklaşıyor. Elinizde bu kadar iyi oyuncu vari sonuç bu mudur ?

İyi oyuncuların yüzü suyu hürmetine izlenebilecek bir dizi, bir de lee Yo Won için.

You may also like...

2 Responses

  1. Gülay Cesur says:

    Aman iyi ki hiç başlamamışım o zaman🤭😁

Leave a Reply to Gülay Cesur Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: