Nunanın goguması / I need romance 3
Ben bu goguma sözünü ilk önce Yonghwa Seohyun çiftinin WGM’sinde duydum.Tatlı patates anlamına geliyor. Bizim ülkemizde pek bir pahalı kırmızımsı patatesler Kore’de sanırım çok yetişiyor. Pek çok dizide gece vakti mangalda tatlı patates yapan çiftler ya da bir köşede tatlı patates satan adamlar durabiliyor. Bizim WGM çiftinin takma adı da tatlı patates çiftiydi. Çünkü Seohyun tatlı patatesi çok seviyordu. Hatta sanal evliliklerinin bir noktasında tatlı patates bile yetiştirmişlerdi bir tarlada. İşte bu dizide de esas çocuğun takma adı ” Tatlı Patates”. Küçükken çirkin olduğundan esas kız tarafından çocuğa verilmiş bir isim. Çiftin aralarında 6 yaş fark var ve kız çocuğa bakıcılık yapmış. İşin tuhafı dünyanın en tatlı çocuğu olan bu velet kız hala ona”” tatlı patates diye sesleniyordu. Acaba kızın gözleri mi iyi onraları kızın kafasında da bir sorun olduğu ortaya çıktı. Çünkü kime aşık olduğunu anlamayacak kadar, hatta aşık olduğunu bile anlamayacak kadar böndü. Yüze yakın dizi izledim, ben böyle salak bir kız görmedim. Öte yandan kız güzel, hatta I need romance dizisinin ikincisini pek sevdiğim erkek başrolüne rağmen, kız hoşuma gitmediği için izlemedimdi, o kız bundan kat be kat akıllıymıştır Allah bilir. Başrol kızımızı Kim So Yeon oynuyor.
Bu da kızın küçüklüğü :
İşte efendim, kızın aslında çocukluk çağında bakmak zorunda kaldığı ve çocuk kadar sevgiyle anımsamadığı bir dönemden sonra, çocuk ailesiyle Amerika’ya gider ve kız internetten satış yapan bir giyim firmasının ahu yöneticisi, çocuk da başarılı bir DJ ve Yapımcı olur. Bir de aslanlar gibi bir delikanlı. ( Bu arada çocuk 90’lı arkadaşlar ) Başrol erkeğimizi de Sung Joon oynamakta. Ben Sung’u daha önce Lie to me’de seyretmiştim, orada da sevimli bir şeydi.
Kız bu zaman içinde pek çok erkekle çıkmış, başta saf ve iyimserken, başına gelenler ve aldatılmaları yüzünden acımasız ve duygusuz birine dönüşmüştür. Çocuk Kore’de kaldığı süre içinde onunla kalmak ister, hatta anneleri de bu konuda hemfikirdir, ama kız onu tersler. Bu arada da son erkek arkadaşından ayrılmıştır. Çocuk onu düzeltmeyi kafasına koyar, ayrıca hala ilk aşkını elde etme arzusu içindedir.
Bu dizinin kızı açısından ikinci erkek Namgung Min. Ben kendilerini Sensory Couple’da seri katil şef olarak izlemiştim. O yüzden de adam ne kadar farklı bir karakter çizdiyse de , birilerini kaçırıp barkod çizecek gibi geldi anacım. Zaten de tuhaf bir tipi var, öyle gizemli gizemli bakıp duruyor. Ne yaptıysam bölüm şefi olarak göremedim kendisini.
Dizinin kötü kızı ve modacısı ve esas kızımızın ilk sevgilisini çaldığı için nefret ettiği kız rolündeki Wang Ji Won ile birbirlerine aşıktılar, dizide epey bir git geller oldu tabii. Kızcağız gerçek hayatta aynı zamanda balerinmiş. Burada bir dansını filan göremedik.
Dizide ikincil öyküleri olan ama, en az diğerleri kadar ilgi çeken karakterler vardı. Bunlar kızımızın çalıştığı ofisin çalışanlarıydı. Yaşı kemale ermiş, ama durulmamış şef yardımcısı azgın hanım, yaşını küçük göstererek çapkınlıklara kalktı, başına gelmedik kalmadı. O ve erkek arkadaşının ilginç bir öyküsü var. Ayrıca ofiste ya da içerken yaptıkları kız kıza sohbetlerde ilginç şeyler söyledi. Ofis arkadaşlarını eleştirirken de dibine kadar haklıydı, Allahtan özellikle esas kızımız çocuğun da yardımıyla titreyip kendine geldi de, bir unni kazanmış oldu.
Ayrıca ofisin gençlerinin aşk hikayeleri de ilginçti. Kız çok genç gözükmesine karşın büyük olanıymış. Yoohwan’ı (JYJ’den idol ve oyuncu Park Yoochun’ın erkek kardeşi ) ilk kez seyrediyorum. Sevimli bir çocuk, abisi gibi gamzeleri var. Ama Micky’nin oyun gücüne erişemez. Bir de Micky’nin yüzünde yaşanmışlık var, Yoohwan genç ve derinliği olmayan bir çocuk sanki. Hoş rolü de onu zorlayacak bir rol değildi, ama diziye renk katmışlar birlikte. Kızın daha kompleks bir rolü vardı.
Şimdi bu dizide de pek çok Kore klişesi vardı, ama açıkcası ben onları seviyorum ve olmadıklarında neden burada o tip bir sahne yok diye arıyorum bile. İşte bu sahnelerden bazı örnekler :
Aslında çocuk çok sevilesi bir karakterdi. Kız da o kadar bön çizilmiş ki, o kadar başarılı olan ve zeki bir tipin duygusal zekasının eksilerde gezinmesi pek inandırıcı olmamış. Duygusuzluk, acı çekmekten kaçınma filan tamam, ama o kadar deneyimli bir nuna nasıl olur da kime aşık olduğunu, ya da kimden hoşlandığını bilemez. Bana pek inandırıcı gelmedi. Sonlara doğru da olgun kadın genç erkek ilişkisinin detaylarına biraz değinildi, ama ben kadınlardaki o güvensizliğin, genç ve yakışıklı erkek taşımadaki zorluğun daha uzun çizildiği bir dramayı da izlemeyi arzu ederim doğrusu. Esas kızımızın bir de WGM’si varmış. Üstelik de yeni başlamış, hala sürüyor, Kwak Si Young ile. izlesem mi acaba diye düşündüm. Aklımın bir köşesinde dursun bakalım öylece.
Bu dizinin Ost’u da güzeldi. Özellikle Peppermoon’un Peu A Peu’su.
Benim en sevdiğim bir diğer parça, çocukluk döneminde kullanılmış Fransızca :
Bu dizi de çok çabuk seyredilip tüketilen, sevimli bir romantik komedi, I need romance’ın ilk dizisi kadar düşündürmüyorsa da, yine de ilişkiler hakkında ipuçları veriyor. Hele de nuna romansları seviyorsanız, izleyin derim.
Tesekkürler:) Evet. Kadın o kadın. Dediğim gibi eğlencelik bir dizi. Arada öylesi de kafa boşaltıyor:)