Babam bana koca çizdi / W Two Worlds
Aynen de böyle oldu vallahi. Kız kalp cerrahisinde doktor. Evden hastaneye hastaneden eve. Bazen eve gidemiyor, hastane ranzalarında sabahlıyor. Nereden çıkıp gezip tozacak da biriyle tanışacak. Mümkün mü? Anca babasının yardımcısı olan komik çocukla, doktor arkadaşı var, onlardan da hayır yok. Profesörü olacak manhwa meraklısı adam da dizi boyunca sevimsiz bir çocukla tanıştırdı, kız tuvalet penceresinden kaçayazdı. ( Gerçekte öteki dünyaya kaçtı resmen) Yani demem o ki, babası W adı verilen çizgi romanı çizmeseymiş, bizim kız resmen evde kalacakmış.
Dizimizi Jung Jae Jung’un yazdığını duyunca sevindim. Ben iflah olmaz bir bilim kurgu okuyucusuyum çünkü. Daha önce fantastik / Bilimkurgu Nine Nine Times Time Travel ve Queen in Hyun’s Man dizilerini de yazan senaristten beklentimiz yüksekti. Peki yazar beklentilerimizi karşıladı mı ? Önce oyunculardan başlayarak diziyi bir ele alalım.
Erkek oyuncu Lee Jong Suk son dizisi Pinokyo’dan sonra ( 2014 sonu 2015 başı ) bu diziyle küçük ekrana döndü. Ben Lee Jong Suk’u severim öncelikle onu söyleyeyim. Ama sevmeyeni de çok. Hatta geçenlerde Park Shin Hye’yi sevmeyen biri Taecyeon’un PSH hayranlığından sonra kız inşallah Lee Jong Suk ile çıkıyordur dedi. Belki bir ara çıkmışlardır, ama bu dizideki çekimden sonra ben artık çıkmıyorlardır diyebiliyorum. Nunamızın yanında çocuğun resmen kalp atışları hızlandı. Hasta rolü yaparken kalp atışlarını izleme aletine bağlamışlardı da oradan biliyorum. Kamera arkası görüntülerden. Herkes acayip eğlendi bu duruma. Zaten kamera arkası görüntüler en az dizi kadar ilgi çekti .
Filmin kadın başrolü Han Hyo Joo Kore’de çok tanınmış ve ödüller almış bir oyuncu. Ben onu Beauty Inside‘da izlemiştim.O filmde Kore’nin neredeyse tüm yakışıklı oyuncularıyla oynadı. Bu da önceki yaşamında ülke kurtaranlardan yani. Nuna dediğime bakmayın Suk ile arasında iki yaş var. Kızcağızımızın erkek kardeşinin askerdeyken ( hava kuvveteri ) bir arkadaşına kabadayılık yapmış olması ve o çocuğun da sonra intihar etmesi nedeniyle, kamuoyunca reklamlarının filan boykot edilmesi durumu olmuş. Fakat sonra Hava Kuvvetlerine iyi niyet elöisi olması durumu hafifletmiş. Bu da traji komik değil mi a dostlar. Sanırım kızın başı dertten kurtulmuyor, daha önce de menajeri eski erkek arkadaşıyla kızın fotoğraflarını kullanıp şantaj yapmış. Neyse gıybeti kısa kesip konuya dönelim.
Dizimiz olimpiyatlarda atıcılık dalında şampiyon olan 17 yaşındaki Kang Chul’un madalya kazanması, sonra bir gün eve döndüğünde tüm ailesinin öldürülmüş olduğunu görmesi ve bu olaydan yargılanması olayıyla başlıyor. Açıkcası ben ilk bölümü aksiyon polisiye başlayınca bizim yobo ile izledim. Ama iş fantastiğe dönünce, bizimki bıraktı diziyi. Kendisinin Bilimkurgu ve fantastik film ve dizilerde ilk beş dakikadan sonra uyuması gibi bir alışkanlığı vardır.
Daha sonra kızımızın ünlü manhwa çizeri babasının kaybolması ve onun odasındayken Oh Yeon Joo’nun ( dizideki adı ) Kang Chul tarafından çizgi roman dünyasına çekilmesiyle serüven başlar. Doktor olan Yeon Joo yaralı Kang Chul’u tedavi eder. Ama onun dünyasında yeri yoktur, Kang Chul’un gerçek ( ? ) dünyada bir yer olmadığı gibi. Bundan sonrası ikilinin aşkı ve her iki dünyada sürekli hapse girmeleriyle sürer gider. Biz de acaba iki paralel dünya mı var ? Esas dünya diye bir şey var mı ? Her iki dünya da çizgi dünya olmasın ? Bunlar nasıl olacak da buluşacaklar, hoppalaa şimdi ne oldu ya? nidalarıyla diziyi izledik durduk.
Özellikle yazarın en yakın arka plan çizeri, yardımcısı Lee Si Eon ( Park Soo Bong ) resmen rol çaldı. Kendisini pek çok dizide izliyoruz zaten.
Romanın yaratıcısı, bir süre sonra inisiyatifi kaybetti, manhwa kendi kendine yazılmaya başladı, bu da yetmiyormuş gibi adam bir yerde yüzünü de kaybetti.
Doktor kızımızın profesörü manhwa sever kösinim belki de dizinin en komik karakteriydi. O heyecanı, coşkusu, dizi hakkındaki yorumları bizi bizden aldı.
Bu dizi son zamanlarda izlediğim en çok öpüşme sahnesi olan dizilerdendi. Yalnız kamera arkası görüntülerinde kızın utanması, çocuğun ceketini çıkarması filan sahnelerin pek de zorlu geçtiğinin bir kanıtı bence. İşte bir kaçı :
Aşk meşk sahneleri ve tatlı şeyler adını verdikleri sahneler pek hoştu.
Bu arada çocuğun koruması ve en yakın arkadaşı , yakışıklı Lee Tae Hwan’dan söz etmesek olmaz.
Dizinin yarısı polis hapishane sahnesiyle geçti :
Komik sahneler de yok değildi :
Ama unutulmaz acı dolu sahneler de vardı :
Bir dünyada bir hafta geçmişken diğerinde 2 yıl da geçebiliyordu. Bu fantastik dizilerin en iyi yanı, bir başrol öldüğünde dirilebilmesi oluyor. Bu dizide de bunu sık sık deneyimledik. Yalnız senarist bu avantajı iyi kullanamadı bence. Kafamızdaki soruların çoğu çözümsüz kaldı. Dizi yarısına kadar iyi ilerledi, ama sonu beni tatmin etmedi. Çok daha detaylı ve farklı bir son yazılabilirdi. Bir de hafıza kaybı olayı çözülmeliydi diye düşünüyorum. Yani Kang Chul öncesini anımsayabilirdi ve böylesi daha iyi olurdu. O zaman kösinim gibi anlatabilirdim diziyi 🙂
En güzel sahneler normal hayattan manhwaya ya da manhwadan normal hayata geçişte oldu.
Lee Jong Suk partnerinin de vurguladığı gibi gerçekten manhwa karakterine benziyor. Dizide çocuğu farklı giydirmek için de çok uğraşmışlar, adam resmen defile yaptı.
Sanırım bu dizi için de sonradan çok yorum yapılacak, yine de Nine, Nine Times Time Travel’da olduğu kadar değil. O çok daha karmaşıktı.
Dizi müzikleri için Park Bo Ram , VIXX, Jung Joon Young, Jo Hyun Ah, Urban Zakapa, Navi bu linklere bakabilirsiniz.
Deli ajumma senin de var o şekil okuyucuların ?tek kusurumuz elimizde deli ajumma işareti yapamamak ??
ahahah o kadar kusur kadı kızında da olur, teşekkürler 🙂
Keyifle okudum, harika bir yazı olmuş? dizinin sona doğru bölümlerini bende beğenmemiştim kafamda farklı senaryolar kuruyordum tabi sonu hüsran bana göre? Bizde böyle baba yok koca çizecek ? ondan evde kaldım ?? ınkı’nin söylediği “in the ıllusion” süper parçaydı diziden sonra taktım sürekli dinliyorum.
ahaha e koca çizecek baba yoksa iş başa düşmüş demek ki 🙂 Kolay gelsin 🙂
?? saolun