Çin Nuna Romansı / Nothing but you

Çin’in küçük erkek kardeşi Leo Wu, diğer adıyla Wu Lei’i Amidst a Snowstorm of Love dizisinde izledikten sonra başka hangi dizileri var diye bakındım tabii ki. Tarih olanları eledikten sonra – ki bir tanesi Love Like a Galaxy’nin ratingleri ve puanı çok yüksekti- Çin nuna romansı diyebileceğim bir tanesine rastladım. Ben diziyi İngilizce alt yazılı izledim, ama pek çok sitede Türkçe alt yazılısı da var.

Şimdi diziye nuna romans dedim ama, kızcağıza da haksızlık etmeyeyim aslında 1994 doğumlu. Bizim çocuk ise 1999 Aralık. Tabii ırkının özelliği çocuk daha küçük gösteriyor ve kız da öyle. Bu gözler Kore dizilerinde ne nuna ne ajumma romanslar gördü. O yüzden çok da şey yapmayalım. Bu konuya yabancı olanlarınız için öncelikle Nuna Romans konusunu açalım. Bir ajumma romans örneği sunalım. En sevdiklerimden bir örnek vereyim. Hadi bir tane daha vereyim. Bir tane de Japonlardan ekleyelim. Bir de son söz kız daha büyük görünsün diye saç şeklini filan olgun tarz yapmışlar, yoksa normal haliyle daha genç gösteriyor. Hemen aşağıda görebileceğiniz gibi. :Çocuğa da tüm dizi boyunca bol şort giydirmişler ilkokullu gibi.

38 bölümlük dizinin konusuna gelince, iş yoğunluğından neredeyse yüzünü yıkamaya zaman bulamayan bir yönetici asistanı ile travmatik bir geçmişi olup artık oynayamayan yetenekli bir badmington oyuncusunun yolları bir etkinlikte kesişir. Daha sonra kızın şirketi yetenekli badmington oyuncularını desteklemeye kalkınca bir kez daha karşılaşırlar. Çocuk kızın yöneticiliğini yaptığı profesyonel tenis oyuncularının da. Bulunduğu kulüpte branş değiştirip tenis öğrenmeye başlar. Sonrası işin içinde ağırlıklı olarak aşk da olsa, iki kişinin değişim, gelişim süreci. Kulüpteki diğer oyuncular ve ikilinin arkadaş ve akrabaları da dizinin konusu içinde. Ben sıkılmadan izledim. Zaten çocuk geçen dizide de bana çok sevimli gelmişti, bu dizide de bu görüşüm devam etti.

Dizideki yan karakterler de gerçekten destekleyici, pek çoğunu sevdim. Huysuz koç, üvey baba, kızın kankası , tenisçiler filan.

Müzikler de hoş. Çince’ye gelince artık kulağım iyiden iyiye alıştı, hatta geçen gün acaba Çince kurslarına mı gitsem diye düşünürken yakaladım kendimi. Yobo tabii ki “ Bir o eksikti moodunda. Koreceye yazık olacağını düşünmesem başlardım, ama önceliği Kore’ceye verdim çoktan. Siz diziye bir göz gezdirin, ben de şu galaksili tarihi diziyi kaldırabilecek miyim bir ona bakayım.

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: