Favori Çocuk Romanımdan Esintiler / Little Women

Epey uzun zamandır bir diziyi bitirip yazmamışım. Aslında bu aralar çok da dizi izleyemiyorum. Bir yarışmaya çocuk romanı yazıp gönderdim bir, Anadolu Üniversitesi İkinci Üniversite programlarından birine kaydoldum, onun derslerine çalışıyorum iki. Gündelik rutin işler de üstüne binince zor oluyor. Gerçi bu ara kraliyet dizilerine sardırdım. The Crown ile başlayıp, öncesi sonrası bir çok dizi bitirdim, ama onlar sayılmaz. Merak edenler için şimdi uzaktan okuduğum Görsel İletişim Tasarımı. Biliyorsunuz yazma yanında çizmeye de takıldım, klasik çizim yanı sıra Procreate programı öğrenip İllustrasyona başladım filan. Diğer hesabımda bu tip açıklamalar daha çok, şimdi size linkini de vereceğim. Çünkü bu dizi benim en sevdiğim çocuk romanı Küçük Kadınlar ile ilgili. Louisa May Alcott’un bu romanından sonra sırasıyla Türkçe adlarıyla İyi hanımlar, Küçük Erkekler, Jo’nun Çocukları filan elime ne geçtiyse okumuştum. O zamanlar internet de yok, çok kanallı TV’ler de , şimdiki çocukların aksine okurduk mirim. Bu dizi tabii ki orijinal Küçük Kadınlar uyarlaması değil, ama biri bebekken ölen dört kızı dizide yerlerine yerleştirebilirsiniz. ( Erken ölen kız kardeşlerden Beth’ti. ) İşte halaları var, hatta erkek başrollerden biri Laurie’yi simgeliyor filan. Ben Çocukluğumun romanlarını yazmıştım kişisel bloğumda. Oradan bu roman ile de ilgili düşüncelerimi okuyabilirsiniz. İşte şurada.

Dizinin yönetmeni Kim Hee Won Warm and Cozy, Glamorous Temptation, Money Flower, Vincenzo gibi filmlerin yönetmeni. Hatta Vincenzo’dan ötürü Song Joong Ki misafir oyuncu olmuş bu dizide. Ayakkabıcı rolündeydi hatta, çok güldüm. İşte şurada. Bu arada Glamorous Temptation Joo Sang Woon ve Cha Ye Ryun’un yakınlaştığı dizi. Sonra da evlendiler, evli, mutlu çocuklu yaşıyorlar.

Dizinin senaryosunu ise Jung Seo Kyoung yazmış. The Handmaiden, Thirst, I am a cyborg but that’s OK, Sympathy of Lady Vengeance gibi ünlü filmlerin yazarı. Mother dizisi senaryosu da onun elinden çıkmış.

Başrollerde Kim Go Eun, Nam Ji Hyun ve Park Ji Hu vardı. İlk iki oyuncu zaten malumumuz, çocukluklarından beri sektörün içindeler, iyi oyuncular. Park Ji Hu’yu ilk kez izledim. 2003 doğumlu, en küçük kız kardeş, Amy gibi sanata yetenekli, ressam. Ama hani korku filmlerinde içine şeytan girmiş kızlar vardır, bu o işte. Bakışlar, davranışlar çok rahatsız edici. Kaçın geliyor tarzı yani.

Erkek oyunculardan Wi Ha Joon Something in the Rain’de Ye Jin’in erkek kardeşini oynamıştı. Sonra da çok izlenen Squid Game’de polis rolünü üstlendi, izleyenler hemen anımsayacaktır. Burada Kim Go Eun’un çalıştığı şirket adına çalışan, ama sonra her yerle bağlantısı olduğunu farkettiğimiz o adam. Kim Go Eun ile romans var mı derseniz, dizinin başından sonuna Nahit Ulvi Akgün’ün “Bir şey var aramızda” şiiri gibi durum. Ben başka bir yazımda da bu şiiri yazmıştım, yine kopyalayayım buraya, çok da severim.

Bir Şey Var Aramızda

Bir şey var aramızda
Senin bakışlarından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benimse dilimin ucundaNahit Ulvi Akgün

Dizi özetine gelince üç fakir genç kız, fakir anneleri en küçük kıza hediye edilen parayı alıp yurtdışına kaçınca hayat mücadelesine devam ederler. Muhasebeci olan büyük kız, Kim Go Eun’un oynadığı Meg rolüne denk gelen yani, şirketteki arkadaşı büyük miktarda parayı alıp kaçtığında ki arkadaş rolünde son zamanlarda her yerden karşıma çıkan Choo Ja Hyun oynuyor – zengin bir aile ve gizemli üyeleriyle karşı karşıya kalır. Arkadaşı büyük bir miktar parayı da kendisine bırakmıştır. Ailenin tüm üyeleri kızlarla farklı ilişkiler içindedir. Baba belediye başkanı, sonrasında da başkan olmaya çalışan üç kağıtçı rollerinde çok izlediğimiz Uhm Ki Joon ile gazeteci kızımız ki bu da Jo oluyor, Nam Ji Hyun arasında da bir savaş vardır. Ailenin kızıyla en küçük kız kardeş arkadaştır. Uhm Ji Won’un oynadığı manyak kadın rolünün sınırları da seri katilliğe kadar gider.

Sonra bir mavi orkide olayı başladı. Ölenlerin yanında bulunan seri katil sembolü, nihayetinde Vietnam savaşından girdik, orkide mezatından çıktık. Allahtan dizi 12 bölümdü, yoksa yobo yarım bırakacaktı. Açıkçası Kim Go Eun ve Nam Ji Hyun ve diğer deneyimli oyuncular olmasaydı, ben de devam eder miydim şüpheli. Siyasi ve polisiye dizilerde karşılaştığımız tüm klişeler vardı. Kamyon çarpmasıyla adam öldürmeden tutun, iftira edilip hapse girmeler, gizemli ölümler, seçim skandalları, kötü adam zırvaları. Senaryo bu açıdan aksamıyordu da, abartı dozu yüksekti.Bazı yerlerde olacak iş mi diye diye izledim, ama ne de olsa kurgu. Bu arada bir şey farkettim, Kim Go Eun ile Wi Ha Joon kimyası pek şukela. Romantik bir dizide harika olurlardı. Ya da Yumi’nin son sevgilisi ve evleneceği kişi de olabilir rahatlıkla.

Wi Ha Joon’a gelince, olmuş bu. Kim Go Eun ile olmasa da romantik bir dizide başrol olarak görmek isteriz. Dizinin Laurie rolünü üstlenen ikinci genci Kang Hoon ise The Red Sleeve dizisindeki rolüyle ödül almıştı. Tarihi diziler pek önceliğim değilse de bir ara izleyeceğim sanırım.

Şimdilik bu kadar değerli okuyucu, en kısa zamanda görüşürüz inşallah.

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: