İşi Sonu Taçlandırır * / Twenty five Twenty one
Sonu da istediğim gibi olsaydı herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir dizi olacaktı Twenty Five Twenty One. Yine de ederim aslında, çünkü gerçekten aşk, arkadaşlık, tutku, iş etiği, çalışmak, aile ilişkileri açısından çok şey öğreten, izlerken çok zevk alacağınız bir dizi. Sadece bizim gibi mutlu sonları sevenler için dizi finali biraz hayal kırıklığı oldu, hadi itiraf edeyim biraz değil, epeyce bir hayal kırıklığı. Kdramalarda gerçekçi sonları seviyorum, ama bu sonu gerçekçi de bulamadım, belki de onun için.
Dizinin başrollerini Kim Tae Ri, Nam Joo Hyuk, Bona, Choi Hyun Wook ve Lee Joo Myung paylaşıyorlar. Nam Joo Hyuk Kim Tae Ri’den küçük olmasına rağmen dizide ondan dört yaş büyük. Kim Tae Ri de 31 yaşında olmasına rağmen dizinin büyük kısmında 19 yaşındaki eskrimci Na Hee Do’yu canlandırdı ki, hiç yadırgatmadı. Güney Korelilerin bu gençlik genleri her zaman dudağımı uçuklatıyor. Na Hee Do’nun babası ölmüş , haber spikeri annesi ile yaşıyor. Duygularını belli etmeyen, sert , işkolik annesi ile ilişkisi bozuk. Dizinin başında balerin küçük kızıyla görüyoruz kendisini günümüzde, pandemi dönemi herkes maskeli filan. ( Büyüklük halini başkası oynuyor ) Sonra geri dönüşlerle doksanlara gidiyoruz, Hee Do’nun başarı öyküsünü ve ilk aşkını izliyoruz.
Nam Joo Hyuk’u da özlemiştim aslına bakılırsa. Start Up’ı Suzy’i sevmiyorum diye izlememiştim çünkü. Şimdi acaba bir baksam mı acaba, belki izleyebilirim diye de düşünmeye başladım. Bazı oyuncularda takıntılıyım nedense. Nam Joo Hyuk IMF krizi zamanında iflas etmiş bir ailenin büyük oğlu, üniversiteyi bırakmak zorunda kalmış, ailesi dağılmış. Sonradan muhabir olma yolunda çabalıyor. Biz ikilinin birbirine nasıl destek olduğunu, arkadaşlıktan nasıl aşka geçtiklerini izliyoruz.
Hee Do’nun en önemli rakibi lise arkadaşı Yu Rim’i WJSN kzı grubundan BONA canlandırmış. Daha önce de dizilerde oynamış, ama ben o dizilerin hiç birini izlememişim. Ben oyunculuğunu beğendim. Daha önceki aile dizisi Homemade Love Story’deki oyunuyla da en iyi yeni oyuncu ödülü almış.
Yu Rim’in erkek arkadaşı rolünü Choi Hyun Wook oynamış. 2002 doğumlu bu genç oyuncu daha önce bazı dizilerde küçük roller almış. Sanırım bu rolünden sonra yıldızı parlayacaktır. Çok sevimliydi çünkü.
Dizide Yi Jin’in ev sahibinin kızı ve çocukların okul arkadaşı, sınıf birincisi Seung Wan’ı Lee Joo Myoung oynuyor. Dizide benim favori karakterlerimdendi. Aktivist, adil, başkalarının hakkını savunan olması gerektiği gibi bir genç kız. Ben Kairos’ta izlemişim aslında kendisini, başrol kızın yakın arkadaşı rolünü o oynamış. Şimdi görünce anımsadım.
Kızların koçu rolünü deneyimli oyuncu Kim Hye Eun canlandırmış.
Ve dövülesi anne rolü de Seo jae Hee’nin.
Ben geçmişe dönmeli, nostalji dizileri seviyorum. Reply serisi , ya da Hospital Plasylist dizisi o yüzden favorilerim arasında. Zaten en sevdiğim film deyince ilk aklıma gelen Robert Redford ve Barbra Streisand’ın başrollerini paylaştığı The Way we were’dür. Daha önceki yazılarımda mutlaka söz etmişimdir. Hoş o filmin sonunda da o aşk bir ilk aşk olarak kalmış, beni ziyadesiyle üzmüştür. “Gençlik aşklarının evliliğe dönmesi ve alışkanlık haline gelip, çiftlerin birbirlerine olan ilgi ve sevgisini kaybetmesini izlemeyi mi yeğlersin?” derseniz, ben de size onu değil ama “ Saçları beyazlamış iki yaşlı sevgilinin, 80’lerinde el ele tutuşup sahilde yürümesini, birbirlerinin gözünün içine hala sevgiyle bakmalarını tercih ederim.” derim. Ne yapayım bu konuda iflah olmaz bir romantiğim sanırım.
Sonuç olarak bu diziyi izleyin derim. Kim Tae Ri’nin güzel oyunculuğu, Nam Joo Hyuk’un bakışlarıyla duygularını geçirmesi ve ekibin diğer üyelerinin oyunculuk bakımından geri kalmaması sonuna rağmen dizinin izlenmesini gerektiriyor. İyi seyirler.
* Alain-René Lesage
Merhaba,
Bu kadar yoğun duyguları içinde barındıran bir diziyi bana göre çok net ve güzel özetlemişsiniz. Final ufak bi tutukluk yapıyor ama hemen size yazmak istedim. Ben de beraber oldukları mutlu sonu isteyenlerdim. Böylesi sağlam ve güzel işlenmiş ilişkilerin gelip geçiciye bağlanması, Yijin’in artık o ekipte olmayıp yalnız kalması, Hee Do’nun bu aşkın ardından aile kurması ve seyirciye günümüzden ayrıntı verilmemesi biraz kırıcıydı. Gerçekçiliğe de pek sığdıramadım. Sadece 90larda geçip ayrılıkla sonlanan bi ilişki izlesem böyle yormazdı sanki 😀 Günümüzdeki Hee Do’ya da başından beri ısınamamıştım. Belki de Kim Tae Ri’nin Hee Do’sunu çok sevmem böyle düşündürüyor.
Bu kadar büyük hayal kırıklığına uğramak diziyi çok sevmiş olmaktan tabii ki. Her anlamda herkese öneririm ama depresif bi ana finali denk getirmemek sağlıklı olur 🙂 Tüm karakterlerin aralarındaki güçlü bağ, Seung Wan’ın okuldan ayrılmasıyla sonuçlanan tüm süreç, Yu Rim’in vatandaşlık değiştirmeye karar vermesi ve diğerleri o kadar iyi yazılmıştı ki… İnsan mutsuz bile olsa sağlam kapanış bekliyor.
Ajumma, ben yine biraz uzun yazdım umarım sıkmamışımdır ve umarım hep böyle yazmaya devam edersiniz. Burası bana çok özel bir arşiv niteliğinde. Sağlıkla kalın, sevgiler 🙂
Rica ederim ne sıkılması, mutlu oluyorum tam tersine. Ben de söylediklerinizin hepsine katılıyorum, olgun Hee Do’yu ben de pek sevemedim, okuduğuma göre kimse de sevmemiş, dahası oyunculuğunu yetersiz bulmuşlar. Tabii bence Kim Tae Ri’nin güçlü oyunculuğu ve sempatikliği yanında ajumma sevimsiz kaldı. Yi Jin’in de her şeyini Hee Do ile paylaşırken alelacele Amerika’ya yerleşme kararı vermesi, yine Hee Do’nun Yi Jin’in muhjabir olduğunu baştan beri bilmiyormuş gibi ben artık yapamam demesi pek inandırıcı değildi.Her şeyin peşinden inatla koşan iki güçlü karakter sonunda beraber olurdu bence, bu noktada senaristin finalini gerçekçi bulmuyorum. Neyse yine de final hariç çok zevk alarak izlediğim bir dizi oldu, sizin de öyle olmuş. Keyifli, mutlu sonlu nice dizilerde buluşalım, sevgiler.