Psikolojik rahatsızlıkları konu alan Kore Dizileri
Şimdi böyle deyince o kadar da çok dizi var ki. Hepsini izlemek epeyce zaman alır. Ben çoğunlukla kendi izlediklerimden söz edeceğim doğal olarak. Biliyorsunuz senaristler bir konu ilgi çektiyse arka arkaya aynı temalı diziler yazıyorlar, bir noktada bıkıp dizi güzel olsa da izleyemiyorsunuz. O yüzden ” Aaa şu da vardı niye izlemedin ?” demeyin.
Beni en çok etkileyen dizilerdendir It’s OK , that’s love. Gong Hyo Jin’in psikiyatrist, Jo In Sung’un da şizofren bir DJ olduğu dizi. Düzen hastalığı da vardır Jo In Sung’da.. OCD yani. Bu konuda diğer bloğumda yazdığım yazıyı bir okuyun isterseniz. Bu arada başrol kadın oyuncu da Genophobia, Sex korkusu vardı, izleyenler anımsar. Aynı dizide Lee Kwang Soo’yu da Tourette sendromundan muzdarip bir hasta olarak izledik. Dizinin en şok edici sahnelerinden birini bu konuyla ilgili yazımda anlatmıştım.
İkinci dizim Kill Me Heal Me. Ji Sung’u sevdiğim, dahası oyunculuğuna hayran olduğum dizi. Burada da başrol kadın oyuncu psikiyatrist, başrol erkek de çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip hastası. Ji Sung yedi ayrı karakteri başarıyla canlandırıyor. İlk dizi gibi bu dizi de romantizm bakımından kuvvetli.
Çoklu kişilik bozukluğu deyince KMHM ile aynı dönemde vizyona giren, ama onun kadar ilgi göremeyen Hyun Bin’in Hyde Jekyll me’sinden söz etmemek olmaz. İki farklı kişiliği canlandırdığı bu dizide başrolü Han Ji Min ile paylaşıyor.
Yukarıda OCD’den söz ettik ya. Aslında bu psikolojik bozukluğu konu alan çok dizi var. Ya da konu doğrudan bu değil, ama başrol oyuncusu OCD. Bu konuda ilk aklıma gelen dizi Clean with passion for now. Jasper Liu ve Shen Yue Çin uyarlamasını yapıyor bu günlerde, Use for my talent adıyla,takip etmedim belki de bitmiştir çekimler. Başrollerde kedici oyuncu Yoon Kyun Sang ve minnak Kim Yoo Jung var. Diziyi izlediğimde ben de Yoon Kyun Sang gibi evi temizleyip durmak istedim.
Yine Ji Sung’un dizilerinden Protect The Boss’ta OCD olayı vardı. Ayrıca agorafobisi de varmış, ( Açık alan korkusu ) ve mysophobia ( mikrop korkusu) nyctophobia ( karanlık korkusu ) , şimdi yazıya bakınca fark ettim. Çok oldu izleyeli, aklımda kalmamış.
Sosyal fobiyi konu alan dizilerde çok. Doğrudan konusu bu olmasa da başrollerinden birinin sosyal fobisi olan diziler de öyle. Benim yarım bıraktığım ama bu konuyla ilgili bir dizi Introverted Boss. Başrol kızın sosyal fobisinin olduğu bir diğer dizi de Heart to heart. Ben bunu da izlemedim. Yine yarısını izlediğim Flower boy next door’da da aynı temayı bulabilirsiniz.
Son zamanlarda çok yankı uyandıran, ama benim iki bölüm izleyip bıraktığım – belki sonra tekrar denemek üzere -It’s Ok not to be OK kadın başrolü de sosyal anksiyete bozukluğu çekiyormuş. Ben ilk iki bölümü izleyip, deli bu kadın resmen, kafadan kontak diye düşünmüştüm 🙂
Cheese in The trap karakteri sunbae Yoo Jung ( Park Hae Jin ) için de farklı tanılar mevcut. Çocuğun sosyopat olduğunu söyleyenler çoğunlukta. Psikopat olduğuna dair de tartışmalar var. Dizi üzerinde başrol ve ikinci erkekle ilgili o kadar çok tartışma yapılmıştı ki, sosyopat mı psikopat mı, yoksa başka bir şey mi diye çok konuşamamıştık. Dizi finali de şey gibiydi, anladınız siz onu. Ama bu dizide de psikolojik bozukluk var yani. En azından izleyenler dizi sonunda psikolojik olarak bozuluyorlar kesin !
Tabii henüz bitmemiş olan Flower of Evil’de Lee Jun Ki’nin oynadığı karakter de sosyopat. Onu da büyük bir zevkle izliyorum.
Post travmatik stress bozukluğu var bir de. Yani bişiler bişiler olmuş, her şey bitmiş stresi kalmış. Örneğin Secret Garden başrolu Hyun Bin öyleydi. My Mister başrol kadın oyuncusu da. Yine benim izlemediğim, başlamıştım gerçi de devam etmedim, Chocolate dizisinde de bu bozukluğu bulabilirsiniz ve Just between lovers’ta da.
Kore dizilerinde özellikle çocukluktan kalma travması olan chaebol karakterler çoktur. Bunlar daha sonra antik kuntik davranışlar olarak kendilerini gösterirler. Ben bu chaebollerle ilgili ayrı bir yazı yazmıştım. İşte şurada.
Otizm ile ilgili hepimizin bildiği dizilerden biri Good Doctor. Savant sendromlu otizmli doktor rolü o kadar başarılıydı ki, bizim ülkemiz dahil, pek çok başka ülkede de uyarlamaları yapıldı.
Son yıllarda iyice az görünür bazı rahatsızlıklar da Kore dizilerine konu oldu. Bunlardan biri yüz körlüğü olayı. Sanırsın Kore’de elini sallasan yüz tanıyamayan birine çarpıyor. Beauty Inside dizisinde Lee Min Ki böyleydi.
Hemen ardından aynı konuyu işleyen The Secret Life of My Secretary dizisi çekildi. Ben dört beş bölümden sonra pes ettim.
Benim Japon versiyonunu izlediğim Rich Man Poor Woman dizisinde de bu olay vardı.
Duyguları anlayabilme yeteneğinden yoksun olan iki başrolün dizisini de bu yazıya alayım. İlki Jang Hyuk’un Beautiful Mind’ı. Bir ameliyat sonucu ön frontal lobu zarar görmüş.
Aynı durumda ikinci başrol Secret Forest dizisinden. Diğer adı da Stranger olan bu dizinin ikinci sezonunu izliyorum şimdilerde. Cho Seung Woo bu rahatsızlıktan muzdarip.
İzlediğim ama kadın başrolünü hiç sevmediğim için yazmadığım A girl who sees Smells ise iyice tuhaf rahatsızlıkları barındırıyor bünyesinde. Kız Synesthesia denen kokuları görebilme ( ! ) yeteneğine sahip. Yoochun ise hem koku ve tat alamıyor, hem de ağrı hissetmiyor.
Borderline/ Sınırda Kişilik Bozukluğunu anlatan Fix You ise Jung So Min ve Shin Ha Kyun damgasını taşıyor. Shin Ha Kyun Psikiyatrist, Jung So Min ise hasta.
Psikopati ise çoğu polisiye dizinin içinde yer alan alan. Seri katil dizilerinin çoğunda en az bir psikopat vardır. O yüzden doğrudan bu hastalığı ele alan bir dizi izlemediğim için tek örnekle yetineceğim. Hello Monster . Başrol oyuncularından Seo In Guk’ta bazı otistik özellikler de görürüz. Do’nun psikopat , seri katil karakteri en sevdiklerimdendir. Park Bo Gum’u incelemeyi ise size bırakıyorum. Adından çok söz edilmese de bu diziye hep haksızlık edildiğini düşünmüşümdür şahsen.
İt’s okay to not be okay çok beğenmiştim ben. Devam etmelisin bence
Bakalım, ruh durumum uyarsa belki 🙂
🙂
Bence de izleyin ve yorumunu yapın.Kızı erkek oyuncudan daha çok önde buldum bu dizide.Hele o incecik beli.Animasyonlar,masallar çok güzeldi.Yenner yenner…önce…Korelilerde ikilemeler kullaniyor.Bir dizi seyrediyorum şu an çonçoni çonçoni deyip duruyor başrol.
Tamamen katılıyorum. Şuana kadar beni bu kadar etkileyen bir dizi izlememiştim ben. Kadın başrol çok iyi oynadı. Şarkılarını hala açıp açıp dinliyorum. Finalini de çok beğendim ben.
Ayrıca yorumunu da çok merak ediyorum bu dizi için
Yine güzel bir yazı olmuş😊 Eline sağlık, merakla bekliyordum bu yazıyı.
Teşekkürler 🙂
Yine çok güzel bir yazı olmuş. 1-2 tanesi hariç hepsini izleyesim geldi. 😍 Eline sağlık
Teşekkür ederim 🙂
Benzer konular olmasina ragmen dr jeykll ı da ,kill me heal meyi de sevdim.Secret garden bir iki bolum seyretmis ve Hun binden vazgecmistim halbuki.Shin segi karakteri mi ,gamzeler mi secemedim.Vaktim olursa iki diziyi de tekrar seyrederim.İts okay to be not okay de cok guzel bir dizi.Kadin aktristler pek one cikmiyor sanki dizilerde ama ben bu dizide kiza bayildim.Uzayli oldugu dizide ve giantta daha dikkat cekiciydi kim soo hyun.Ben seviyorum bu yuz körü konusunu dizilerde.Bende bir turu kesin var oldugu icin belki de.İnsanlari farkli mekanlarda,farkli giysiler,sac,sakal olunca tanimiyorum.Daha gecen hafta iki kisi benle konusup kendini bana tanitti.Biri 10 kilo almis kimliginden emin olmasam ayni kisi oldugundan suphe duyardim.
Büyük konuşmayayım ama , artık bir yüz körü dizisi izlemek istemiyorum 🙂
Yine harika bir yazı olmuş. Gerçekten ne kadar çok varmış bu konuda Kore dizileri. Ben Lee MinKi’nin dizisini izlemediğim için sekreterli olanı eğlenerek izlemiştim. Neden bir konu çıkar çıkmaz benzerlerini yapıyorlar anlayabilmiş değilim, biraz bekleyin değil mi:) Kill me Heal Me efsane bir diziydi, yoona karakterinin sahneleri hala aklımda. Flower of Evil’i ben de çok beğendim, hatta benim için bu senenin en iyi Kore dizilerinden de biri oldu. O değil, çok uzun zamandır bloğunuzu severek takip eden biri olarak bir bloğunuz daha olduğunu bilmiyordum. Çok başarılısınız!
Bu arada bloğumu ilk açtığımda size yazımı göndermiştim ve fikrinizi sormuştum. Bu iki yıl içinde de daha iyi bir şekilde yazmaya özen gösterdim. Vaktiniz olduğu bir gün uğrayıp göz atarsanız çok mutlu olurum 🙂 Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum 🙂
Sonraki yazınızda görüşmek üzere!
Çok teşekkürler. İkinci blogumu, geçen yıl burada paylaştım ancak, ondandır. Şimdi bakıyorum blogunuza. Kolay gelsin.
Söze Hello Monster ile başlamak istiyorum. Benimde çok sevdiğim ve sürüklenerek izlediğim bir diziydi. Hak ettiği kadar konuşulan bir dizi değil malesef. Kill Me Heal Me, It’s OK, That’s Love ve It’s Okay to Not Be Okay bu dizilerde psikoloji konularını çok çok güzel işlemiş diziler. Cheese in The Trap gerçekten tam bir 2. erkek sendromu yaşattığı için ona bakmaktan adamın psikopatlığına bakamıyorsun 🙂